Vita Gazette

Le notizie dall’Italia.

Bir efsanenin ayak izleri…

Andira Vitale

Dünya siyasi tarihine etkileri yüzlerce yıl sürecek izler bırakan 1921 yılı, Gucci  markası için de bir dönüm noktasıydı. Adolf Hitler’in Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin başına geçtiği, Benito Mussolini’nin Ulusal Faşist Parti’yi kurduğu, Çin Komünist Partisi’nin kurulduğu bu yılda Gucci de küçük bir aile işletmesi olarak moda dünyasında kapılarını açıyordu. Bazıları insanlık tarihine asla silinmeyecek lekeler bırakırken, Gucci gibi bazıları da azmiyle, tasarımlarıyla, renkleriyle ve ölümsüz soluğuyla tüm dünyaya bir gökkuşağı gibi yansıyordu.

At nalı eski çağlardan beri uğurlu olarak kabul edilir. Ay’ın ‘U’ şeklinin özel bir anlamı vardı. Hilal’e benzeyen şekli “iyi talihi, koruyuculuğu ve bereketi” temsil ediyordu.  At nalını ürünlerinde kullanan Guccio Gucci de bu inanışta mıydı? Bilmiyoruz… Ama markasının ışığının da kalitesinin de şöhretinin de bolluğu somut bir gerçek olarak dünyayı dolaşıyor…

                                                                                                                                     Guccio Gucci

Toscana’dan yükselen ışık…

Guccio Gucci, 1881’de Florence, Tuscany, İtalya Krallığı’nda dünyaya gözlerini açtı. Toskanalı bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Gucci’nin ailesi San Miniato’dan bir deri ustası olan Gabriello Gucci ve Lastra a Signa’dan Elena Santini idi. Guccio gençliğinde ekonomik nedenlerle Londra’ya çalışmaya gitmişti. 1899 yılında Londra’da bulunan Savoy Otel’de kısa bir süre çalıştı. Guccio Gucci burada zarif üst sınıf otel misafirleri ve H. J. Cave & Sons gibi bagaj şirketleriyle birlikte olma imkanı buldu.  Zevkli ve kaliteli valizlere ilgisi bu dönemde başladı. Daha sonra ailesinin köklerinin bulunduğu ülkesine dönen Guccio, lüks valiz markası Franzi’de çalışmaya başladı.

Gucci Evi’nin doğuşu

Guccio Gucci, 1921 yılında Floransa’da  Gucci Evi’nin kapılarını açtı. Üretimlerini gerçekleştirdiği küçük bir de atölyesi vardı. Gucci önce atlılara eyer, deri çanta ve diğer aksesuarları satmaya başladı. Daha sonra ürün yelpazesine lüks valizleri ekledi. 1938 yılında Gucci, oğlu Aldo’nun ısrarı üzerine Roma’nın ünlü Condotti Caddesi’nde bir mağaza daha açtı. 1947 yılında Gucci ikonu fark edilen bir markaya dönüşmeye başladı. 

Gucci savaş sırasında askerlere çizmeler hazırladı. Savaş süresince her alanda olduğu gibi deri bulmak da zordu. Malzeme yokluğu, deri yerine pamuk ve kanvas malzemeden çantalar üretimine yol açtı. Gucci, ürünlerin bileşimine rafya, hasır, ahşap, keten ve jüt gibi diğer kumaşları da dahil etmeye başladı. İkonik Bamboo Bagde 1947’de benzer koşullarda doğdu. Gucci zanaatkarları II. Dünya Savaşı’nın sonunda yeni malzeme arayışına girdiklerinde eşsiz çanta sapları yapmak için Japon bambusunu kullanabileceklerini keşfettiler. Benzersiz ve patentli işleme yöntemi ile bambu saplar, Gucci’nin simge tasarımlarından birine dönüştü.

Babalar ve oğulları

Guccio Gucci’nin eşi ve çocukları da onunla birlikteydi. Aldo 1933’de şirkete katılmıştı. Babasının isim ve soy isminin baş harflerini içeren çift G logosunu Aldo tasarlamıştı. Yine onun ısrarıyla 1938’de Roma’da Gucci mağazası açıldı ve ürünler çeşitlendirildi. 1947 yılında Gucci ikonu tanınır olmuştu. 1951’de Milano şubesi açıldı. Guccio işini küçük tutmak istediğinden hayattayken markası sadece İtalya’da kaldı. Fakat Guccio’nun ölümünden iki hafta önce, New York Gucci butiği oğulları Aldo, Rodolfo ve Vasco tarafından açıldı. Guccio’nun vefatı sonrasında oğulları  şirketin başarısını sürdürdü. Gucci markası, Paris, Beverly Hills, Londra, Palm Beach, ve Tokyo gibi uluslararası lokasyonlarda mağaza açmaya ve ürün yelpazesini çeşitlendirmeye doğru genişledi.

Elizabeth Taylor                                   Jacqueline Kennedy                              Princess Diana

Yıldızların markası

1950’lerden itibaren Gucci, zengin gezginler, Hollywood yıldızları arasında tercih edilen bir marka olmaya başladı. 1960’lı yıllarda Grace Kelly, Liz Taylor, Peter Sellers ve Audrey Hepburn gibi Hollywood starları Gucci markasını stillerine kattı. Artık Gucci “şık” kelimesiyle eşdeğer bir anlam taşıyordu. Daha sonralarda “Jackie O” olarak tanınacak olan Gucci omuz çantası fotoğrafları çekildikten sonra, First Lady Jackie Kennedy de bu şıklığa katılıyordu. Tüm dünyanın prensesi unvanını kazanan Prenses Diana da çok beğendiği bambu saplı çantalarla Gucci’ye olan hayranlığını sergiliyordu.

60’lı yılların ortalarında gözlük, saat ve mücevher gibi lüks aksesuarları koleksiyonuna ekleyen Gucci’nin 1966’da Monaco’nun prensesi Grace Kelly için özel ürettiği eşarp marka gücünü daha da arttırdı.

Bir gün Grace Kelly, Bamboo Bag almak için Gucci mağazasına gelir. Bu ziyaretin ardından Rodolfo Gucci İtalyan illüstratör Vittorio Accornero’dan onun için çiçek desenli bir eşarp tasarlamasını ister. 43 farklı çiçeğin, bitkinin ve böceğin 37 farklı renkle bir araya geldiği desen olan Flora, Gucci’nin imzalarından biri haline gelir.

Büyümesini sürdüren Gucci 1970’li yıllarda sadece giyim üzerine olan ilk mağazasını açtı. 1975 yılında ilk parfümünü çıkardı.

Gucci trajedileri

Guccio Gucci, 2 Ocak 1953 yılında hayatını kaybetmesinden sonra ilk 10 yıl, “Gucci’nin altın çağı” olarak adlandırılır. Diğer yandan aile içinde miras kavgaları ve bölünmeler yaşanmaya başlamıştı. Aldo’nun oğlu Paolo, Gucci Boutique’i kendi başına kurarak ilk aile kavgasını ateşledi. Aldo, vergi kaçırma suçundan 1 yıl hapiste kaldı. Paolo başarılı olamayarak iflas etti. Aldo’nun oğullarından Roberto, aile şirketindeki hisselerini sattıktan sonra Floransa’da küçük bir deri eşya işi yapmaya başladı. Kardeşlerden Rodolfo’nun vefatı üzerine hisselerin büyük bir çoğunluğunu oğlu Maurizio Gucci devralır. Paolo’nun başarısız ticari girişimi, Aldo‘nun hapiste olması sürecinde Maurizio tüm yönetimi eline alır. Ama amcası ve babası Aldo gibi başarılı olamaz. 1988’de Maurizio Gucci, Gucci’nin %50’sini elinde tutarak yarısını Bahreynli bir şirkete sattı. Bu şirket, 1984’ten beri Tiffany’nin sahibi olan Investcorp’dur. Investcorp, 1993 yılında Maurizio Gucci’den, “Guccio Gucci SpA”nın kalan %50’sini satın alarak ailenin şirketteki varlığına son verdi.

Maurizio Gucci’nin trajik sonu!

Maurizio Gucci’nin 1970 yılında Patrizia Martinelli ile bir partide karşılaşması hayatının dönüm noktalarını oluşturur. Patrizia Maurizio’yu takip ederek onunla yakınlaşmanın yollarını bulur. Ve Maurizio’nun babası Rodolfo’nun rızası olmadan Maurizio ve Patrizia iki yıl sonra evlenirler. Rodolfo Gucci’ye göre Patrizia, para, güç, ve sosyal statüsü düşkünü bir kadındı. Patrizia sonrasında amca Aldo ile yakınlaşmanın yollarını bulur. Ve sonrasında Aldo ve Paolo’yu şirketten göndermenin yollarını bulur. Çift, hızlı yükselişin ardından ticari nedenlerle bir yıl kaçak yaşadı. Bu sürede yeniden aşık olan Maurizio, eşinden boşanmaya karar verdi ve Patriziayı terk etti. Bu terk edişte Patrizia’nın kişisel hırsları ve aykırı davranışları da etkili oldu. Bu ayrılığı ve Maurizio’nun kendisini aldatmasını kabullenmeyen Patrizia, kendisine tetikçi tutarak Mart 1995‘te Maurizio Gucci’yi, Gucci’nin Milano ofisinin lobisinde öldürtür. Patrizia, cinayet tetikçisini tuttuğu için 16 yıl hapis cezası alır. Ama isimleri tüm dünyayı dolaşıyor… 

Gucci’nin Investcorp dönemi

Eski Bergdorf Goodman başkanı Dawn Mello, 1989’da Gucci’nin kreatif direktör koltuğuna oturdu ve kendine bir takım kurdu. Yeni koleksiyonda orijinal Gucci ‘at nalı’ loafer modelini gökkuşağı renkleri ile yeniden hayata getirdiler ama bir başarı elde edemezler.

Sonrasında kreatif direktörlük koltuğuna oturan Tom Ford, markaya, seksi bir görünüm kazandırır. 90’ların minimalizm trendine zıt daracık ince askılı elbiseler ve seksi stiletto’lar tüketiciler tarafından büyük bir tutkuyla benimsenir. Bu yıldız tasarımcı, gelecek neslin moda dahileri ile birlikte çalışmaya başlar; Carine stilisti, Mario Testino ise tercih ettiği fotoğrafçı olur. Bu üçlü birlikte, yüksek moda reklamcılığında ses getiren birçok işe imza atar. Gucci satışlarını 10 milyar dolara çıkarır. Ancak 2004 senesinde Pinault Printemps Redoute ajansının markayı satın alma girişimi Ford’un kendi yoluna devam etmesine neden olur.

Kadın koleksiyonlarının başına geçen Alessandra Facchinetti, başarısız iki sezonun ardından 2005 senesinde marka ile yollarını ayırdı. Onun vedası ile gözler, 2002’den beri marka bünyesinde çalışan Frida Giannini’ye çevrildi. 24 yaşında çanta departmanının başına geçen Giannini, departmanda yakaladığı başarıyı kreatif direktör olarak taçlandırır. Gianni, Ford’un seksi görünümlerini terk eder. Kılavuzu markanın klasik çizgileri ve tasarımları olur.  İkonik Flora deseni farklı tasarımlara adapte edilir ve Bamboo Bag yeniden yorumlanır. Giannini’nin koleksiyonları bir süre sonra sıradanlaşır ve markanın satış ivmesi düşmeye başlar.

2015’de Marco Bizzarri , Gucci’nin CEO’su olarak atandı. Alessandro Michele ise tasarımcı oldu. Az tanınmışlığın marka için sorun olacağı düşünülüyordu. Ancak düşüncelerini “Giyim şekliniz, hissettiklerinizin, yaşadıklarınızın, okuduklarınızın, seçimlerinizin bir ifadesidir. Gucci’ye yerleştirmek istediğim tam olarak bu anlayış” görüşünü savunan Michele çok başarılı oldu.

Michele, Gucci’yi hem yeni hem de tanıdık bir yöne itti ve koleksiyonlarına ilham vermek için tekstil ürünleri, fotoğraflar ve giysiler aramak için markanın arşivlerini inceledi. Michele’in Gucci’nin başında olduğu kısa sürede, erkek giyim koleksiyonları renkli baskıların, retro tarzın, ev giyiminin yoğun kullanımına odaklandı. 2017’nin başlarında, Gucci’nin Michele’in liderliğinde rekor satışlar elde ettiği ve markanın ana şirketi Kering’in kârında %11’lik bir artış sağladığı açıklandı ve markanın yüksek performansı bugüne kadar devam etti.

Gucci firması, halka açılarak bugün 15,99 milyar dolarlık değeriyle ikinci lider firma olarak hala hayatımızda. Şu anda Gucci ailesinden hiç kimse bu markanın içinde yer almıyor.

error: Content is protected !!