Amalfi kıyılarında açan nadir bir çiçek: Hotel Santa Caterina. Denizin binlerce tonuyla, bölgeyi hareketlendiren kat kat şirin kasabalarıyla ve pastel renkleriyle “Tanrının İtalya’ya armağan ettiği ilahi kıyılar” olarak bilinen büyülü Amalfi kıyılarında yer alan Santa Caterina, misafirlerine denizle gökyüzü arasında bir cennet vadediyor.
Çok yorgun musunuz? Her şey kötüye mi gidiyor? Hayata yeniden başlamak mı istiyorsunuz? Hepsinin ilacı cennetin her türlü rengini taşıyan bereketli begonviller ülkesi, limon kokulu Amalfi kıyılarında. Andre Gide, John Steinbeck, Italo Calvino, Liz Taylor gibi ünlülerin, prenses ve prenseslerin uğrak yeri olan bölgede Hotel Santa Caterina “Cennetin nadir beyaz çiçeği” gibi yükseliyor. Art Nouveau sahil villası stilinde düzenlenmiş otelin içi ayrı, dışı ayrı büyüleyici bir havaya sahip. Amalfi sahillerinin doğal güzelliğiyle, çiçek ve sebze bahçeleriyle çevrili otelde güzellik, refah ve misafirperverlik rüzgarları esiyor.
Hotel Santa Caterina konumu, dekoru ve imkanlarıyla bütün sıfatları hak ediyor. Ama hepsinden önemlisi, burayı böylesine keyifli bir konaklama yerine dönüştüren aile samimiyetinde çalışan personeli. Bundan olsa gerek, ilk günden itibaren misafirlerinin ikinci adresine dönüşüyor.
Kutsal kıyılara bakan bu destansı beyaz saray, bir dizi panoramik teras üzerinden denize doğru inen bir zirvede yer alıyor. Begonvillerin sardığı terasların, limon ve portakal bahçelerinin arasından denize doğru yapılan yolculuk gerçekten büyüleyici. Kurulduğu 1904’ten itibaren sürekli büyüyen otel, 54 oda ve 16 süitle misafirlerine hizmet veriyor. Bahçelerinde yer alan lüks ve zarif konakların bazılarında Akdeniz’in sonsuzluğuna bakan özel havuzlar bulunuyor. Otelin özel plajının lüks ve rahat kucağına, kayalara oyulmuş iki otel asansörüyle kolayla ulaşılıyor. Sahilde dinlenirken spor yapmak, solaryumla yanmak ya da deniz suyuyla doldurulmuş ısıtmalı bir yüzme havuzda gevşemek isteyen misafirler için de her türlü konfor düşünülmüş.
Bütün gün sahilde denizin, güneşin tadını çıkarmak isteyen misafirler için mükemmmel İtalyan pizzaları, hızlı atıştırmalıklar ya da ızgara balık tabakları hazırlayan bir restoran sahilde hizmet veriyor. Hotel Santa Caterina’nın, ayrıca Amalfi mutfağını yaratıcılıkla harmanlayan deniz manzaralı iki de panoramik restoranı bulunuyor. Ana binadaki Glicine restoranı bir Michelin yıldızlı taşıyor. Bu çekici derece uluslararası gastronomi için de bir referans noktasına dönüşüyor.
Otelin tüm odaları klasik Akdeniz mimarisini ve Amalfi’nin karakterini yansıtıyor. Duvarları beyaza boyanmış, deniz manzaralı, balkonlu ferah ve çekici odalar bitki örtüsünü de içeri alıyor. Bölgenin doğasına ve renklerine uygun pastel geçişlerin tercih edildiği otelin stilli boyalı seramik majolikalar ve mermerlerle her köşeye yansıyor.
Otel, misafirlerini günümüz dünyasından alıyor, huzur, keyif ve mutluluk cennetine götürüyor. Ancak bugüne ve iletişime ihtiyaç duyanlar da düşünülmüş. Onlar için de odaların teknolojik alt yapısı sürekli yenileniyor.
Ne dersiniz? Akdeniz’in her türünü taşıyan maviliklerine, onu bir tablo gibi süsleyen begonvillerine bakan bir yatak ya da bir kahve veya şarap eşliğinde yapılan balkon keyfi yorgunluk ya da hastalık bırakır mı? Amalfi’nin zamansız gençlik iksiriyle hayata yeniden başlar mıyız? Haydi her şey kötüye gidiyorsa kendine bir tatil ısmarla. Adı Amalfi olsun…