Yazarlarımızla sohbetler: Yeni çıkan kitaplar
Ornella Albanese: Kralların Şahincisi
Andira Vitale
II Federico, “Stupor mundi” (dünyanın harikası veya şaşkınlığı) takma adıyla tanınan, hakkında iyi-kötü popüler efsaneler üretilen, çok yönlü ve büyüleyici bir kişiliğe sahip bir kraldır. Karizması öyle güçlüydü ki Fiorentino di Puglia’da ölümünün ardından, Sicilya’nın müstakbel kralı oğlu Manfredi, kardeşi IV. Corrado’ya hitaben yazdığı bir mektupta şöyle diyordu: “Halkların üzerinde parlayan adaletin güneşi, barışın sığınağı uyuyakalmış…”
II Federico toprakları ve halkları birleştirmeyi amaçlayan, sanatsal ve kültürel yeniliklere önem veren bir kraldı. Önemli bir edebiyatçıydı. Sanatçıların ve bilim adamlarının bir koruyucusuydu: sarayı Yunan, Latin, Germen, Arap ve Yahudi kültürlerinin buluşma yeriydi. Latin, Sicilya, Almanca, Fransızca, Yunanca ve Arapça dillerini konuşabilen Federico, Sicilya Okulu’nun şiirleri aracılığıyla edebiyatın teşvik edilmesinde önemli bir rol oynadı. Döneminde, Palermo’daki Sicilya kraliyet mahkemesi, bir Roman dilinin ilk edebi kullanımlarından birini gördü. Sicilya Okulu tarafından üretilen şiir, edebiyat ve modern İtalyan dili olacak-olan şey üzerinde kayda değer bir etkiye sahipti. Okul ve şiirleri Dante ve çağdaşları tarafından coşkuyla karşılandı.
Olağanüstü kültürlü ve enerjik bir adam, Sicilya ve güney İtalya’da, merkezi olarak yönetilen ve etkin bir yönetimle modern bir krallığa çok benzer bir siyasi yapı kurdu. Ve kendisini “Deccal” olarak niteleyen dönemin güçlerinden kilise – Papa IX. Gregory’den tarafından iki kere afaroz edildi.
Ornella Albanese
İşte böylesine ilginç, önemli tarihi bir kişilik ve bir dönem, yazar Ornalle Albanese’nin ellerinde yeniden hayat buluyor. Zamanın ruhuna yani Puglia’ya Aralık 1250’ye gidiyoruz. Swabia İmparatoru Federico, topraklarında avlanıyor. Ona genç bir şahin bakıcısı Matthias eşlik ediyor: Matthias, II. Federico’nun son günlerinde yanında ve ona destek olan tek kişidir. Kralın öğretilerini zihninde ve kişiliğinde içselleştirir. Kral, Florentinum’da ölüm döşeğindeyken, onun sözlerini yazmaya başlar. Ve kralın ölümü sonrasında kendini II Federico’nun çocuklarının hizmetine vermeye karar verir. Corrado, Manfredi ve Enzo’nun hayatlarının doruk noktasına ulaşan anlarına, zafer ve trajedi anlarına tanık olacaktır. Yanında, her zaman ulaşılamaz olduğuna inandığı, kendisi kadar tutkulu, güzel ve asil bir kadın olan Torre Ventosa’lı Lucretia vardır. Roman aynı zamanda Matthias’ın, kralın hediye ettiği görkemli şahinle güçlü bağını da anlatır…
– Kitabınız hem tarihsel gerçekliği hem önemli bir kişiliği ele alıyor. Ve çok sürükleyici. Böylesine zorlu bir kişiyi ve dönemi ele almanızın özel bir nedeni var mıdır?
Ornella Albanese – Bir hikaye, bizi etkileyen bir görüntüden, bir manzaradan, bir resimden doğabilir… Ya da uzun süredir içinde yaşayan ve sonunda gerçeğe dönüşmenin bir yolunu bulan bir fikirden, Il Falconiere’de olduğu gibi doğabilir. Kral II. Federico karmaşık bir fikirdi. Svabya krallarının olaylarına sahne olan kalbimdeki yerler arasında bir bağlantı kurmak istedim: Uzun süre yaşadığım Puglia, doğduğum Abruzzo, yaşadığım Bologna. Ve çok sevdiğim Sicilya.
– II Federico’nun etkiliyeci kişiliği ve yaşamının da kitaba yansıdığını görüyoruz.
Ornella Albanese – Dört yaşında yetim kaldığında ne parası, ne yetkisi ne de ordusu vardı. Sadece geleceğini ve fikrini üzerine inşa edeceği imparatorluğun şanlı bir ismine sahipti. Böylesine bir başlangıç noktasından yola çıkarak, o başardı. Papalığa karşı destansı bir savaş yürüterek vizyonlarının çoğunu gerçekleştirdi ve kendini zamanının hükümdarlarından çok daha aydınlanmış olarak ortaya koydu. Orta Çağ karanlık bir çağdır, ancak sanat ve bilgi alanındaki ışıklarının çoğu, II. Frederick’in meziyetiydi. Kan çocuklara bulaşır ve bu nedenle kanla birlikte kendi fikrini de iletmiştir. Egemenlik, onu toplayan ve bedelini ağır ödeyen varislerine aittir.
– Kitabınızda çok daha fazlası yer alıyor. Il Federico ile seyahat ederken aynı zamanda Swabianlarla ilgili çok şey öğreniyoruz… Güç ve iktidar elde etme yolunda yaşananları…
Ornella Albanese – Birinci amacım İmparator II Federico’yu ve oğullarının ana olaylarını, Swabianları tanıtmak: zalim kral Corrado, yiğit kral Manfredi ve Enzio. Ama onlara icat edilmiş iki karakter, şahin Matthias ve Torre Ventosa’nın asil Lucretia’sı, Swabianların yaşamını keskin tanıkları açısından anlatan iki kişilik..
– Her okuyucunun algısının farklı olması normal. Özellikle böylesine çok yönlü, tarihi özel konularda. Kitabınızda topluma vermek istediğiniz öncelikli bir mesaj var mıdır?
Ornalle Albanese – Tarihi roman başlı başına bir mesaj. Tarih, paradoksal olarak, bizi yansıtan önemli bir ayna. Bu nedenle tarihi karakterleri araştırıp bulmaktan heyecan duyuyorum. Çünkü onları, evrenselliğin parçaları olarak görüyorum. Elbette zaman bir filtredir, uygarlık da bir tür arabulucu. Ama insan doğası yüzyıllar boyunca temelde değişmeden kalmıştır. Ve eğer belirli bir mesaj ararsak, bu kesinlikle pes etmememiz için bir uyarıdır. Benim burada özellikle vermek istediğim mesaj şudur: “Hayallerinizi gerçekleştirmek için sonuna kadar savaşın çünkü bu gerçekten olabilir.”
– Signora Ornella Albanese İtalyan tarihinin en önemli dönemlerinden birini, çok önemli bir kişilikle bize anlatıyorsunuz. Vita gazette olarak size teşekkür ediyoruz…
Ornella Albanese – Ben de güzel konukseverliğiniz için teşekkür ederim.
Condividi: