İtalyan Güzeli Vespa’yla Zamanda Yolculuk
Yaşı 80’lere yaklaştı ama gençliğinden, sevimliliğinden ve enerjisinden bir şey kaybetmedi. Birçoğumuzun hayallerini hala ilk günkü gibi süslüyor. İşte hayat dolu, zamansız İtalyan güzeli Vespa’nın yıllara meydan okuyan hikayesi…
İki tekerlekli bir ulaşım aracı olarak yola çıkan Vespa, dünya çapında bir İtalya ikonuna dönüşerek küresel başarının somut bir kanıtı oldu. Bu tasarım harikası, savaş sonrası döneme damgasını vurmakla kalmadı, savaşın yerle bir ettiği Avrupa’nın yeniden doğuşunun da müjdecisi oldu. Ayağa kalktığı 1946 yılından beri de kitleleri peşinden sürüklemeye ve görenleri kendisine hayran bırakmaya devam ediyor…
Bu sevimli, yaban arısına benzeyen scooter ismini İtalyanca, ‘yaban arısı’ anlamına gelen Vespa’dan alıyor. Adaşı gibi sosyal yaşamayı seviyor. Korkusuz. Şiddetli, ani hareketlerden hoşlanmıyor. Babası II. Dünya Savaşı öncesinde ABD’de üretilen becerikli Cushman Scooter. Öyle becerikliydi ki Amerikan ordusu Nazi birliklerinin üzerine bu araçla gidiyordu. Bozuk yollardaki kullanım rahatlığı İtalya’dan fark edilmiş, askerlerin kullanımı için bu araçlardan satın almıştı. Savaş bitmişti ama Avrupa’nın hem ekonomisi hem alt yapısı çökmüştü. Hava bombardımanlarından paramparça olan yollarda araba kullanmak artık neredeyse imkansız hale gelmişti…
Çözüm, o dönem havacılık endüstrisinde faaliyet gösteren İtalyan Piaggio şirketi’nden geldi. Dahiyane bir sezgiye bir sahip olan patronun oğlu Enrico Piaggio düşük maliyetli, pratik, kitlesel üretimli bir ürün yaratmaya kararlıydı. Amerika’da üretilen Cushman Scooter’lardan ilham alınarak ‘Vespa’ üretilecekti. Basit, sağlam ve ekonomik olduğu kadar rahat ve zarif bir araç olmalıydı. Proje, Piaggio’da ilk modern helikopterin üretilmesinden sorumlu Corradino D’Ascanio’ya verildi.
Corradino D’Ascanio, 1943 yılında yapılan, “Paperino-Donald Duck” olarak adlandırılan prototipten yola çıkarak bunun üzerinde bir dizi devrim niteliğinde değişiklik yaptı. Tekerin doğrudan şanzımandan çalışmasıyla tahrik zincirini ortadan kaldırdı, vites kolunu gidona yerleştirdi, monokok bir gövde tasarladı ve sürücüyü korumak için kaporta ekledi. 1946 Nisan ayında MP6 prototipi şeklini aldı.
Vespa’nın oturum yeri geniş, beli inceydi. Prototipi ilk kez gören Enrico Piaggio şunları söyledi: “Sembra una vespa!” (yaban arısına benziyor). Ve motosikletin adı “yaban arısı”, yani Vespa oldu!
23 Nisan 1946 yılında üretim bandından çıkan ilk 15 Vespa; daha ilk bakışta zarif ve orijinal tasarımıyla görenleri kendisine hayran bıraktı. Yeni aracın toplumdaki ilk tanıtımı, ABD’li general Stone’un huzurunda Roma’daki Golf Kulübünde yapıldı. İtalyanlar ise Vespa’yı ilk kez 1946 yılında Milano Fuarı’nda gördü, ona dokundu.
Vespa kısa sürede hem yollara hem kalplere düşer. Ekonomik, güvenilir ve konforlu bir taşıt olan Vespa, çok kısa sürede İtalya’da şehir hayatının bir parçası olur ve ünü giderek tüm Avrupa’ya yayılır. 50’li yıllarda Vespa artık İtalya haricinde, Almanya, İngiltere, Fransa, Belçika ve İspanya’da da üretilmeye başlamıştır. Diğer ülkeler de kısa sürede Vespa kervanına katılır.
Vespa 1946’dan başlayarak büyük ölçekte üretilir. Öyle ki iki yıl içinde başka dört versiyon daha yapılır. Üretim kısa zaman içinde arttı: İlk yılki 2.484 scooter 1948’de yeni Vespa 125 ile toplamda 19.822’ye ulaştı. 1950’de ilk kez Almanya’da ruhsat almasıyla birlikte üretim sayısı 60.000 araca ulaştı. Üç sene sonra 171.200’e yükseldi ve Amerika ve Asya dahil dünya çapındaki Piaggio servislerinin sayısı on binin üzerine çıktı. Bu büyüleyici dönem sadece başlangıçtı…
Yıldızlaşan Vespa
Vespa sosyal bir fenemone dönüşürken İtalya da ‘Vespa ülkesi’ olarak tanımlanmaya başlar. 1953 yılında çevrilen Roma Tatili filmindeki ana karakterlerden birinin ‘Vespa’ olması bunun bir göstergesidir. Audrey Hepburn ve Gregory Peck’in Vespa üzerinde Roma’yı bir uçtan bir uca keşfettikleri filmle birlikte uluslararası Vespa devri resmi olarak başlar. Vespa’nın hem satışları artmakta hem de bir yıldız olarak yükselmektedir. Zamanının büyük bölümünü film setlerinde geçirmeye başlayan Vespa Quadrophenia’dan American Grafiti’ye, The Talented Mr. Ripley’den 102 Dalmaçyalı’ya birçok filmde rol alır. Audrey Hepburn, Salvador Dali, Charlie Chaplin Marcello Mastroianni, Gary Cooper, Joan Collins, Milla Jovovich, John Wayne, Henry Fonda, Anthony Perkins, Jean-Paul Belmondo, Nanni Moretti, Sting, Antonio Banderas, Matt Damon, Gérard Depardieu, Nicole Kidman, Jude Law, Eddie Murphy ve Owen Wilson gibi çok sayıda dünya çapında tanınmış ismin yol arkadaşı olur… Yol arkadaşlığı hem yeryüzünde hem yıldızların arasında halen sürmektedir…
Alessandro Romano