İtalya’nın köyleri: Bussana Vecchia
Isabella Laiden – İtalya’nın Fransa sınırındaki jet-set merkezi San Remo’ya geldiğinizde birkaç kilometre mesafede bulunan dolambaçlı bir tepeyi ziyaret ederseniz, çok özel bir Ortaçağ köyü, “Bussana Vecchia” karşınıza çıkar. 1887’de meydana gelen korkunç bir depremle ciddi hasar gördü, köyün büyük bir bölümü yok oldu, nüfusu azaldı ama Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğdu. Bir grup sanatçı ve filozof tarafından açık hava müzesine dönüştürülen bu tarihi kasaba böylece Sanatçılar Köyü unvanını da kazanarak nadir bir mücevhere dönüştü…
Bussana’nın kökenlerini keşfetmek için zaman ölçeğinin yönünü değiştirmemiz, Roma dönemine kadar gitmemiz gerekiyor. Devamında kendini dönüştürmeye başladığı, bugün sahip olduğu mimari yapıya kavuştuğu Venedik Cumhuriyeti’ne, Lombardların ve Sarazenlerin egemenliğine kadar ulaşmalıyız. Bugün Bussana Vecchia’da bu dönüşümün farklı aşamaları hala çok belirgin. Sanremo hinterlandını vuran deprem, kaleye, evlere ve daha sonra Sant’Egidio kilisesi olan Santa Maria delle Grazie kilisesine zarar vermiş. Köyün mimarisini karakterize eden birçok unsur, şiddetli depreme rağmen halen ayakta duruyor. Bussana Kalesi’nin kalıntılarını ve etrafına dağılmış taştan orijinal yapıya sahip evlerinde bu tarihi görebiliriz.
Şiddetli depremle yerle bir olan kasaba, yaklaşık 2 bin kişinin hayatını kaybettiği o günden sonra yavaş yavaş boşaldı. Ama bir gün, şehri ziyaret eden bir kurtarıcı yıldız sayesinde yeniden canlanmaya başladı. Adı Turinli seramikçi Mario Giani’ydi. Namı diğer Clizi. Bir gün bu köyü bir turist gibi ziyaret ettiğinde hem hayranlığı hem acıyı aynı anda yaşar. Bu kadar güzel bir köyün terk edilmiş haline çok üzülür. Sonra köyün yeniden canlanması, eski güzel günlerine dönmesi için harekete geçer. İtalya’daki ve dünyadaki sanatçı ve filozof arkadaşlarına mektuplar göndermeye başlar. Hepsine bu köye gelmeleri, bir süre yaşamaları çağrısı yapar. Ve Bussana Vecchia’yı yeniden inşa girişimi, Clizia’nın öncülüğünde başlar. Atölyelerini de taşıyarak gelen sanatçılar ve filozoflar köye yeniden canlandırmak için, molozdan alınan kiremit, taş ve diğer malzemelerle Bussana’yı orijinaline uygun olarak inşa ederler. Kalenin etrafını saran evleri yeniden aslına uygun restore ederler.
Ve tarihi köy buram buram tüten sanat kokusuyla nefes almaya başlar. Konutlar ve sanat atölyeleri köyün ruhu olur. Böylece açık hava atölyeleri, meyhaneler ve rengarenk dükkânlar arasında yer alan Bussano yeniden canlanır. O zamandan beri Bussana, yaratıcı dokunuşlarını bırakan yüzlerce karakterin geçici veya kalıcı evi oldu. Bussana Vecchia’daki kurtarılmış ve restore edilmiş yerler, sakinlerin yaşamını ve binaların yenilenmesini düzenleyen kendi yasalarıyla gerçek bir sanatçı köyüne dönüştü…
Bussana Vecchia’nın sanat galerileri, ressam, heykeltraş ve ahşap oymacılığı dükkanları ile dolu Arnavut kaldırımlı sokaklarında dolaşırken, zamandan soyutlanıyor, sanatın büyülü dünyasında yeniden doğuyor, nefes almaya başlıyorsunuz. Köyün içinde, rengarenk dükkanlarında ve atölyelerinde, tutkuları ve özverileri sayesinde onu gerçek bir açık hava yaratıcılık laboratuvarına dönüştüren sanatçıların yaratıcı ellerini hissediyorsunuz. Bu ellerin sahipleri yaklaşık 80 yıl önce kalenin etrafındaki harap durumdaki evleri yenileyen, konutları atölyelere dönüştüren bir grup ölümsüz filozof, zanaatkar ve sanatçıydı…
Buraya geldiğinizde siz de Arnavut kaldırımlı sokaklarında amaçsızca yürümeye başlayın. Çevreyi görebileceğiniz noktaları keşfedin. Hava güzelse her zaman yoğun bir kobalt mavisi rengine sahip olan sahili ve denizi izleyin. Sessiz, huzurlu dar yokuşlardan aşağı inin. Antik kent surlarına değerli taşlar gibi yerleştirilmiş heykellerin hikayelerini düşünün. Evlerden yükselen melodileri dinleyin. Yürürken sadece duvarları ve kulesi ayakta kalan kiliseyi göreceksiniz. Her sokakta, antik taş evleri süsleyen çiçekli tırmanma bitkileri arasına asılmış rengarenk tablolar, duvar resimleri ve duvarlarda asılı rengarenk sandalyeler arasında sihirli dünyaya adımlarınızı atın. Önünde şövalelerin bulunduğu kafeler ve sanat galerilerinin önünden geçin. Benzersiz hikayelere sahip ahşap oymaları, heykelleri ve tabloları inceleyin. Hatta satın alın. Hikayelerini ve sanatlarını size zevkle anlatacak sanatçılarla sohbet edin. Sio Cafe, Dito Bar, Piazetta Golosa tabelalarını geçeceksiniz. Galeriler sizi karşılayacak. Yorulunca vadiye tepeden bakan bir restorana oturun. Kendinize bir şarap ya da bira söyleyin. Bruscetta ile başlayın. Her şey çok lezzetli. Makarnalarını tatmayı ihmal etmeyin. Ya da ağaçların içine gizlenmiş pizzacılara gidin. Sonra gün batımını izleyin. Ligurya’nın en özel yerlerinden birinde olmanın ayrıcalığını yaşayın. Bussana Vecchia’nın sihirli havasını içinize doya doya çekin…
Condividi: