Vita Gazette

Le notizie dall’Italia.

Küresel alarm: Kuraklık!

Vita gazette – İtalya’nın tarımsal üretiminin 3’te 1’ini oluşturan ve 70 yılın en kurak dönemini yaşayan Po Nehri’ni çevreleyen 5 bölgede OHAL ilan edilmesi, tüm dünyanın “kuraklık sorununu” birincil sıraya alması gerektiğini bir kez daha gösterdi.

Son yıllarda çeşitli ülkelerde görülen nehir ve göl kurumalarının olumsuz etkileri en son İtalya’da görüldü. ESA sondaları, Po’nun kurumuş halini gösterirken, Piave ve Tagliamento nehirlerinin de acı çektiğini ortaya koydu. Görüntüler, tüm Kuzey İtalya’nın susuzluk çektiğini gösteriyor. Ülkenin tarımsal üretiminin yaklaşık 3’te 1’ini oluşturan ve Po Nehri’ni çevreleyen 5 bölgede (Emilia Romagna, Friuli Venezia Giulia, Lombardiya, Piedmont ve Veneto) OHAL ilan edildi. Hükümet, söz konusu bölgelere 36,5 milyon euro yardım yapma kararı da aldı. Özetle PO Nehri’nin üçte ikisinin kuruması, Piave ve Tagliamento’nun son durumları ve devamında gelen alarmlar soruna yönelik acil tedbirler alınması gerektiğini ortaya koydu. Sadece İtalya’nın değil, tüm dünyanın…

Nehirler neden kuruyor?

Son yıllarda giderek artan nehirlerin kuruması ve su seviyelerinin azalması büyük çevre sorunlarına ve yaşam kalitesinin düşmesine neden oluyor. Ama bir zamanlar coşkuyla akan nehirler artık neden kuruyor?

Öncelikle iklim değişiklikleri nedeniyle, dünyamız artık eskisi kadar yağış almıyor. Bu da su sorununun artmasına neden oluyor. Yağışların azalmasıyla, nehirlerde su seviyesi giderek azalıyor ve sonunda kuruyor.

İkinci olarak barajlar, kirlenme ve taşımacılık gibi olgular nehirlerin kurumasına neden oluyor. Kurumaya yüz tutan nehirler yüzünden, birçok hayvan türü de yok oluyor. Ve göllerin de aynı sona gittiği, ayrı bir geçek olarak karşımıza çıkıyor. Yani temiz su sıkıntısı en az küresel ısınma kadar tehlikeli bir duruma dönüşüyor…

Dünya nehirlerinin yüzde 60’ı can çekişiyor!

Geçen yıl yapılan bir araştırma dünyadaki tüm nehirlerin yüzde 60’ında önemli bir su kıtlığı meydana geldiğini ortaya koymuştu. Senckenberg Tabiat Araştırmaları Derneği tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre Mısır’da Nil Nehri, Çin’de Sarı Nehir ve Kuzey Amerika’da Rio Grande gibi büyük akarsuların yıllık su kaybının, neredeyse sularının yılda bir gün tamamen kesilmesine eşdeğer oranda olduğu açıklanmıştı. Ve dünya nüfusunun yarısından fazlasının su kaybı meydana gelen büyük nehirlerin yakınında yaşadığına dikkat çekilerek, nehir sularındaki azalmanın iklim değişikliği, yoğun arazi kullanımı ve kaynakların tüketiminden kaynaklandığına dikkat çekilmişti.

Ne yapılmalı?

Milyonlarca canlının ihtiyacını karşılayan nehirlerin kurumasını önlemek için devletlerin bir an önce sorunu çözmeye yönelik ortak kararlar alması gerekiyor.  Bu kararlar, her geçen gün değişen iklim koşullarına ve kontrolsüz büyüyen endüstrilere karşı sahip olduğumuz sınırlı kaynakları maksimum verimlilikle kullanmaya yönelik olmalı… Suyun yanlış kullanımı önlenmeli ve mevsimsel koşullara göre suyun sağlığı iyi yönetilmeli… Tüm bunlar için bilimsel ve ekonomik yatırımlara acilen başlanmalı… Silahlanmaya ve savaşa aktarılan bütçeler, yoğun bakım odasında can çekişen dünyamıza, dünyanın birçok bölgesinde bulunan su kaynaklarına aktarılmalı… Uzmanlara göre kuraklığın yüzde 20’si iklim değişikliğinden yüzde 80’i ise yanlış kullanımdan kaynaklanıyor. Ve acilen yapılması gerekenleri şöyle sıralıyorlar:

“Doğal su kaynaklarının, biyolojik, hidrolojik ve ekolojik bütünlüğü korunmalı. Entegre su kaynakları yönetimi benimsenmeli. Verimli su kalitesi ve tüketimi için öncelikle bu alana yatırım yapılmalı. İklim değişimiyle mücadelede, kuraklık ve sellere karşı erken uyarı sistemleri oluşturulmalı. Kentleri ve tarımı düzenlerken iklim koşulları dikkate alınmalı. Suyun en çok kullanıldığı tarımda verimsiz su israfına son verilmeli. Suyun doğal döngüsünü desteklemek için, atık su altyapısı teknolojik olarak geliştirilmeli, tüm atık sular ileri kademede arıtılıp, tarımsal sulama ve kentsel kullanma suyu olarak kullanılmalı. Su kaynaklarının bütçesi ve kalitesi her koşulda ve iklimde korunmalı. Zirai ilaç ve benzeri kirleticilere karşı organik tarımı teşvik eden politikalar ve sürdürülebilir bilimsel tarım uygulamaları tercih edilmeli. Bireysel su savurganlığı önlenmeli. Bunun için eğitime önem verilmeli. Belediyeler, su güvenliği planları uygulamalı. Su israfını önlemeli. Bunun için suyu koruma, kullanma ilkelerine ve kaçak-kayıpla mücadeleye öncelik vermeli.”

Sorumlu ve vicdanlı bireyler!

Bu konuda bireylere görev düşmektedir. Sularımızı kurutmaya, kirletmeye hakkımız yok. Her kurumada bitkilerin ve hayvanların da can verdiğini hatırlamamız gerekiyor.  Sularımıza sahip çıkarkan, su kaynaklarını koruma ve onlara yatırım yapma konusunda siyasilerle işbirliği yapmalı ve gerektiğinde uyarıcı olmalayız…

Aksi takdirde!

Su kaynaklarımız buhar olup yok olacak, yerlerini solgun kum, kir ve çamur kıyıları alacaktır. Büyük nehirlerden çöle dönen alanlarda bir zamanlar uzanan paslı su boruları, hayatta kalabilen canlılara hatıra olarak kalacaktır.  Ve susuzluk krizi bitkilerden, hayvanlara ve insanlara kadar, tüm dünyadaki canlıları vuracaktır. O yüzden ülkeler ortak önlemler alınması yönünde sağduyulu davranmalı, gelecek için nehirlerin ve göllerin korunmasına dair acil yöntemler üretmelidir…

error: Content is protected !!