Vita Gazette

Le notizie dall’Italia.

Roma’nın Ruhundaki Bernini

Ayfer Selamoğlu

Roma ve Bernini, birbiriyle bütünleşen iki isim. Papa VIII Urban Bernini’ye şöyle demişti: “Sen Roma için yaratıldın. Roma da senin için…”

Roma’da hayranlıkla izlediğimiz birçok eserin her ayrıntısını dantel gibi işleyen, coşkulu ve tutkulu enerjisiyle dokunduğu mermerlere hayat veren, şehrin bir numaralı sanat virtiözü Giovanni Lorenzo Bernini, şehrin ruhunda bir ölümsüz olarak varlığını sürdürüyor.

Roma’daki eserlerin yaklaşık yüzde yetmişinde karşımıza çıkan Bernini, Barok tarzında çalışan çok yönlü bir sanatçıydı. O aynı zamanda bir heykeltraş, bir ressam, bir mimar, bir şair ve oyun yazarıydı. Çalışkandı, zekiydi, kültürlüydü ve azimliydi. Olağanüstü bir disiplinle çalışıyordu.

Sanatını olağanüstü zekası, duyarlılığı ve coşkusuyla harmanlayan Bernini, kendisinden önceki klasik ressam ve heykeltraşların yapamadığını başarıyordu. Becerikli elleriyle dokunduğu mermerleri, kaidelerinden koparıyor onlara can veriyordu. Onun becerikli dokunuşuyla ve kullandığı ışıkla mermerler canlanıyor, hissetmeye, hareket etmeye başlıyordu. Korkuyor, ağlıyor, kaçıyor ve savrulan saçlarıyla çığlıklar atıyordu. Bernini’nin yarattığı vücutlar, duygu yoğunluğuyla eğiliyor, kasılıyor ve ete-kemiğe bürünerek boşlukta uçuyordu. Mermer, dokunan el, koşan  ayak, gerilen kas, savrulan ağaç ve kıpırdayan yaprak oluyordu. Bernini eserlerini izleyenlere ‘anı’ yaşatıyor, hissettiriyordu.

Bernini’nin eserlerinin çoğu Barok dönemine aittir ancak  kendisi Roma’nın son gerçek Rönesans sanatçılarından biridir. Onun döneminde (1598-1680) papalar ve kardinaller sanatı önemsiyor, dahileri keşfetmek için yarışlara giriyorlardı. 12 çocuklu bir ailenin 6. çocuğu olarak Napoli’de dünyaya gelen Bernini, daha küçük bir çocukken kendisi gibi bir heyteltraş olan babası Pietro’nun yanında heykel yapmaya,  başta babası olmak üzere zekası ve yeteneği ile onu tanıyan herkesi etkilemeye başlamıştı. Sekiz yaşındayken taşındıkları Roma’da ilk kez Papanın huzuruna çıkar ve sıradan insanlar gibi resim yapmayı sevmediğini söyler. Buna çok şaşıran papa geleceğin Michalengolo’su olduğunu söyleyerek Bernini’yi koruması altına alır. Böylece üstün yeteneği keşfedilen ve kilise himayesine giren dahi çocuklar arasında yer alıyordu. Ondan sonra da başarı ve çevre çıtasını hep yukarıya çekecekti. Daha 20 yaşındayken Papa XV. Gregorius tarafından Cavaliere di Cristo nişanıyla ödüllendiriliyordu. San Luca Akademisi üyeliğine seçiliyordu. Ayrıca kardeşi Luigi ile birlikte Vatikan için sanat yapıtları üreten Fabbrica di San Pietro’da üst düzey göreve getirilecekti. Hayatı boyunca sekiz papaya hizmet etti. Sanata ve Romaya olan aşırı tutkusuyla bugün hemen herkesi büyüleyen eserlere ölümsüz imzalar attı.

Apollo ve Dafne

En bilinen eserlerinden biri olan “Apollo ve Daphne” adlı heykelinde Bernini, antik bir Yunan mitine, ümitsiz bir aşkın hüzünlü öyküsüne hayat verir. Efsaneye göre kehanet tanrısı Apollon çok iyi bir okçudur. Bir gün kendisi gibi iyi bir okçu Eros’la karşılaşır ve onun okçuluk yeteneğiyle alay eder.  Eros bunun öcünü almak için iki ok hazırlar. Biri altın suyuna batırılmıştır ve saplandığı kişiye tutku ve sonsuz aşk verecektir. Diğer ok ise saplandığı kişiyi aşk ve tutkudan tamamen uzaklaştıracaktır. Altın ok kalbine saplanan Apollon, Daphne’ye aşık olur. Ama diğer okun hedeflediği Daphne kendisine sahip olmak isteyen tanrı Apollo’dan kaçar. Böylece aralarında bir kovalamaca başlar. Bir gün Daphne yine kaçarken Apollon’la karşılaşır ve kaçmaya başlar. Bu sefer yakalanacağını anlayan Daphne tanrılardan yardım ister. Tanrılar, dileğini kabul ederek Daphneyi Defne ağacına dönüştürür.  Bernini, heykelinde tam bu dönüşme anını yansıtır. Gerçekçi figürler, doğru oranlar ve detaylar, Bernini’nin Yüksek Rönesans’a olan ilgisini gösterir. Eserin Barok açısından önemi ise hareket duygusunu çok başarılı bir şekilde izleyiciye geçirmesidir.

Azize Teresa’nın Vecdi

Bernini,  Santa Maria della Vittoria Kilisesi’nde yer alan, “Azize Teresa’nın Vecdi” isimli eserinde yine izleyiciyi anın içine çeker. Kutsal ruhu arama inancıyla manastırda yaşayan Avilalı Teresa, ölümünden 40 yıl sonra Papa tarafından azize ilan edilir. Bernini bu vecd anını, yani ruhun dünyevi gerçeklikten çıkıp kendinden geçmesini, coşku halini tasvir etmiştir. Bernini vecd halini çok güçlü bir ışık, hareket, dokunaklı yüz ifadeleri ve dramatik dalgalı yüzeylerin bir gösterisi ile tasvir eder. Yatay pozisyondaki figür, tanrı aşkı ile kendinden geçme halindedir. Duruşu ve yüz ifadesi anlatımı destekler niteliktedir.  Ancak ayakların bükülme hali ve ağzı açık olan Teresa dönemin dini otoriteleri tarafından oldukça şehvetli bulunmuş ve döneminde tartışmaya sebebiyet vermiştir. Sonuç olarak heykel o dönemde dışlanmıştır.

Bernini Navona meydanında bulunan üç çeşmeden büyük ve görkemli olan “Fontana dei Quattro Fiumi-Dört Nehir Çeşmesi”ni de mecazlar ve metaforlar yükleyerek masallar şehrinin en güzel meydanlarından Piazza Navona’ya yerleştirmiştir. Çeşmede dört heykel-dört tanrı yer alır. Eli kürekli heykel, Asya kıtasını temsil eden Ganj nehrinin tanrısıdır ve küreği ile nehrin deniz trafiğine uygun olduğuna işaret etmektedir. Kafası kumaşla kapatılmış olan heykel Afrika’yı temsil eden Nil Nehri’nin tanrısıdır. Kafasının kapalı olması nehrin kaynağının bilinmezliğine işaret etmektedir. Papa’nın armalarına dokunan heykel ise Avrupa kıtasını temsil eden Tuna nehrinin tanrısıdır. Bu nehir, Hristiyanlığın merkezine en yakın yer olduğu için böyle tasvir edilmiş. Yılan gördüğü için korkmuş olan ise Amerika kıtasını temsil eden Gümüş Nehri’nin tanrısıymış. Bu tasarımla da  Amerika’daki zenginlerin paralarının çalınmasına yönelik korkular dile getirilmiş.

Dört nehir çeşmesi

İspanyol Merdivenlerinin önünde uzanan ve ilk eserlerinden olması nedeniyle babası ile birlikte yaptığı söylenen Fontana della Barcaccia-Tekne çeşmesini ise Bernini, Tiber Nehri’nin taşkınlık günlerinden esinlenerek yapmış. O dönemde Tiber Nehri’nin duvarları olmadığı için güçlü yağmurlarda taşarmış. Yine böyle bir gün sular çekildiğinde İspanyol Meydanı’nda bir tekne kalmış. İşte o tekne Bernini’nin ellerinde, her gün milyonlarca kişinin ziyaret ettiği muhteşem bir çeşmeye dönüşmüş. 

La Fontana della Barcaccia

Bernini, 17. yüzyılın soylularından Barberini ailesi adına yapılmış meydanın ortasında yer alan Tritone Çeşmesi’nde ise papalık tacını çevrelemiş dört adet yunus üzerinde Posedion’un oğlu deniz tanrısı kuvvetli Trion’a yer veriyor. Belden aşağısı balık, üstü insan şeklinde tasarlanan Triton, deniz kabukları ile sembolize edilmiş. Dört yunus balığı tarafından taşınan büyük bir istiridye kabuğuna oturmuş, iki eliyle tuttuğu helezoni deniz kabuğu boruyu üflüyor. Bernini burada yine canlandırma becerisini göstererek borudan çıkan suyla, hepsinin birden sulara dalacakları hissini veren dramatik bir anı yakalıyor. İnsan seven yunusla arasına konmuş arılar papalığın amblemleri olarak yer alıyor. Arkadaş canlısı Triton ise Papa III. Urban’ın insanların dostu olduğuna atıfta bulunuyor..

La Fontana del Tritone

Lorenzo Bernini’nin “Persephone’nin Kaçırılışı” adlı mermerden yapılma eseri yine Barok heykel sanatının en güzel örneklerinden biri olarak Roma’da Borghese Galerisinde sergileniyor. Efsaneye göre Roma mitolojisinde adı Pluton olarak geçen, Zeus ve Poseidon’un kardeşi Hades, Zeus ve Demeter’in (tarım tanrıçası) kızı Persephone’u görür görmez aşık olur. Ve karısı olması için Persephone’i yeraltına kaçırır. Demeter, Zeus’a kızının serbest bırakılması için yalvarır. Sonunda Persephone yılın altı ayını Hades’le yeraltında, diğer ayları ise annesi ile dünyada geçirmeye başlar.

Bernini yine bu çalışmasında Hades’in Persephone’yi yakaladığı anı, hareketlerle ve ifadelerle izleyiciye gösterir, duygu ve gerilimle aktarır ve olan biteni yaşatır. Şiddet ve zerafetin içiçe geçtiği bu sahnede iri Hades, hareketli saçları ve sakalıyla, güçlü kollarıyla, iri parmaklarıyla kadının narin bedenini tutuyor, dokunduğu yerlerde çukurlar oluşturuyor ve sırıtarak baktığı yüzünde ürkütücü bir ifade var. Kadın, savrulan saçlarıyla onu iterken, Hades sinsi sinsi gülüyor, Persephone yüzündeki tiksintiyle karışık korku ifadesiyle kurtulmaya çalışıyor. Ana iki figürün hemen yanlarında ise Hades’in üç başlı köpeği Cerberus yer alıyor.

Il Ratto di Persephone

La Fontana delle Api è una fontana situata nel punto in cui Via Veneto entra in Piazza Barberini. Questa storica fontana è stata scolpita da Gian Lorenzo Bernini nel 1644 ed è stata originariamente creata per essere utilizzata come abbeveratoio per i cavalli.

L'elefante di Bernini

Fontana delle Api (Arılar Çeşmesi), Via Veneto’nun Piazza Barberini’ye girdiği noktada bulunan bir çeşmedir. Bu tarihi çeşme 1644’teki Gian Lorenzo Bernini tarafından heykel haline getirilmiş ve orijinal olarak atlar için bir sulama deliği olarak kullanılmak üzere yaratılmıştır.

il Ponte degli Angeli

Bernini dünyanın en önemli meydanlarından Aziz Petrus Bazilikası Avlusu’na da anlamlı imzasını atıyordu. Meydanı, kilisenin balkonundan aşağıda bekleyen halkı kucaklayacak şekilde tasarlamıştı. Kollarını sağa sola açmış, geniş yürekli bir meydan kucaklamaya hazır gibi bekliyordu. Bunun için geniş alanda her biri dört beyaz sütundan oluşan iki büyük dairesel alan oluşturmuştu. Bu projesi de Berninin büyük başarısı olarak tarihe geçiyordu.

Bugün, Bernini’nin becerikli ellerinde her biri ölümsüzlüğü kavuşan canlı, duygulu ve hareketli bedenler, işlevsel çeşmeler,  anlamlı meydanlar ve birleştirici köprüler dramatize edilmiş efsaneler eşliğinde masal kenti ölümsüz Roma’nın her köşesinde başrol oyuncuları olarak dolaşıyor…

il Cortile della Basilica

Bernini firmava la sua significativa firma anche sul Cortile della Basilica di San Pietro, una delle piazze più importanti del mondo. Progettò la piazza per accogliere le persone che aspettavano in basso dal balcone della chiesa. Stava aspettando con le braccia tese, come se fosse pronto ad abbracciare una piazza dal cuore ampio. Per questo, ha creato due grandi aree circolari nella vasta area, ciascuna composta da quattro colonne bianche. Questo progetto, che ha dotato di codici di amore e compassione, è passato alla storia come il grande successo di Bernini.

Corpi vivi, emotivi e in movimento, fontane funzionali, ponti e piazze di collegamento, ognuno dei quali raggiunge l’immortalità nelle abili mani del Bernini, fanno da protagonisti in ogni angolo della Roma immortale con leggende drammatizzate…

error: Content is protected !!