Roma’yı İstanbul’a bağlayan muhteşem Köprü: Egnatia Yolu
Gabriele Martino- Kültürleri birbirine bağlayan her yolun bir yolcusu vardır. Taşlı, tozlu yollara izlerini bırakarak geçip, giderler. İnsanoğlunun bıraktığı izleri toplayıp, tarih tozuna dönüştüren yollar ise yeni yolcularını beklerler. Birbirine eklenen yollar, kuyruklu yıldız gibi geçmişten geleceğe parlamayı sürdürürler. Kral Yolu, Hadrian Yolu, İpek Yolu, Baharat Yolu ve Amber Yolu geçmişten bugüne kültür mirasları olarak uzanan önemli yollar arasındadır. Egnatia ise dönemin iki önemli başkentini Roma’yla İstanbul’u birbirine bağlayan, geçmişten bugüne kültür yıldızı gibi parlayan, en önemli yollardan biridir…
Via Egnatia, Romalıların İtalya dışında inşa ettikleri ilk yollardan biriydi. Roma’yı Roma yapan imparatorluk sınırlarını saran muhteşem yol ağının bir koluydu. Adriyatik Denizi’nden Boğaz’a kadar uzanan Roma kolonilerini birbirine bağlamak için inşa edilmişti. Batıda kısa bir deniz yolculuğu sayesinde Appia Yolu’yla, doğuda ise İpek Yolu’yla birleşen Via Egnatia, 2 bin yılı aşkın süredir doğu ile batıyı birleştiriyor. Romalılar önce Balkan yarımadasını Otranto Kanalı ile Selanik Körfezi arasında kesen, İyonya ve Aşağı Adriyatik’i kuzey Ege’ye bağlayan bir doğu-batı güzergahı oluşturdu; daha sonra imparatorluğun iki başkentini birbirine bağlayarak, Roma’yı Doğu’ya doğru yansıtarak Bizans-Konstantinopolis’e doğru genişletti. Bu yol İmparator Augustus döneminde daha kuzeyde yeni bir yol açılana kadar da tek başına önemini korudu.
Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar’dan çağımıza kadar tüm zamanların yolu olan Egnatia, Roma’nın Doğu Akdeniz’deki imparatorluğu’nda da ana bağlantı yolu olarak kullanılmıştı. İç savaşlar nedeniyle sürekli tahrip olan ve yenilenen Egnatia, Bizans imparatoru I. Justinianus döneminde, 6. yüzyılda da onarıldı. Batı ile tüm alışverişleri bu yol üzerinden yapmışlardır. Balkanlar’ın Osmanlı hakimiyetine girmesinden sonra yolun adı da değişir. Osmanlılar sefere çıkarken takip ettikleri rotaları, sağ, orta ve sol kol olarak adlandırdıkları için bu yol da Rumeli’de ‘Sol Kol’ olur.
Işıltısını kapsadığı coğrafyaya kattığı stratejik, ekonomik katkısından ve şahit olduklarından alan Egnatia, Roma tarihinin birkaç dönüm noktasında da önemli bir rol oynadı: Roma Cumhuriyeti’nin son dönemlerinde yaşanan büyük Roma İç Savaşı sırasında Jül Sezar’ın ve Pompey’in askerleri Egnatia Yolu boyunca ilerlemişti; Mark Antony ve Octavianus, Cassius ve Brutus’u aynı yol boyunca takip etmişti; İmparator Trajan Partlara karşı 113. seferini bu yolu kullanarak yapmıştı.
Egnatia, Hıristiyanlığın yayılmasında da stratejik aktörlerden biriydi. Havari Pavlus, Filipi ile Selanik arasında gerçekleşen ikinci misyonerlik yolculuğunda bu yolu kullandı. Haçlı seferleri Konstantinopolis’e kadar bu yol üzerinden yapıldı.
Yaklaşık 2 bin yıldan beri Doğu ile Batı’yı birleştiren Egnatia, Roman, Yunan, Arnavut, Slav, Bulgar, Yahudi, Türk ve pek çok halkın arasında yoğun kültür, dil, fikir, ticaret alışverişinin harmanlandığı bir yol oldu. Geçtiği bölgelerdeki halkın müzik, yemek, sanat gibi kültürlerini etkiledi, değiştirdi, zenginleştirdi.
Via Egnatia, özellikle Bizans İmparatorluğu döneminde önemli bir rol oynadı. Bizans’a özellikle de güzel Sicilya’ya ulaşabilmek için aşılması gereken iki yolundan biriydi. Iyonya kıyısında çok önemli ve stratajik önemdeki Syracuse şehrine gemiler yanaşabiliyodu. Günümüz İtalya’sına buradan ulaşmak mümkündü. Konstantinopolis’ten Siraküza’ya gidebilmek için, Akdeniz’i geçmek için önemli bir şans yoluydu… Via Egnatia devam eden ikinci yoldu. Via Egnatia dünya yoluydu.
MÖ 146 yılında yapımına başlanan yolun yapımı 26 yıl sürmüş. Yaklaşık bin 120 kilometrelik yolun genişliği, “Roma’nın diğer anayolları gibi” yaklaşık altı metre genişliğinde. Romalılar döneminde yollar yönünü ve merkeze uzaklığını gösteren yuvarlak mil taşları dikiliyormuş. Selanik Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen bu taşlardan birinin üzerindeki yazıda, bu yolun yapımını Makedonya’daki Roma Valisi Gnaeus Egnatius organize ettiği yazar. Bu nedenle yolun adının Vali’den geldiği düşünülmektedir
Roma’yı Via Apria aracılığıyla İstanbul’a bağlayan Egnatia Yolu’nun Arnavutluk’taki güzergahı Dıraç’tan (Dyrrachium) başlayıp, Peklin’e (Claudiana) ulaşıyor, oradan Pojani (Apollonia) köyüne geçiyor ve sonunda Elbasan’a (Masio Scampa) varıyor. Arnavutluk’tan sonra Kuzey Makedonya’ya geçen Egnatia önce Ohri’ye (Lychnidos), sonra Manastır’a (Heraclea Lyncestis) ulaşıyor. Devamında Yunanistan etabına geçen Egnatia, Florina (Florina), Vodina (Edessa), Alakilise (Pella), Selanik (Thessalonica), Amfipolis (Amfipolis) ve Kavala (Neapolis) şehirlerini dolaşır. Nihayet son durak Türkiye’ye geçen Egnatia, İpsala (Kypsela), Enez (Aenus), Edirne (Adrianople), Kermeyan (Aproi), Çorlu (Caenophrurium), Marmara Ereğlisi (Perinthus), Silivri (Melantias), Küçükçekmece (Rhegion), Bakırköy (Hebdomon), İstanbul (Çatalca)’yı geçerek İstanbul’a (Byzantion) ulaşır.
Egnatia bugün de halen çekiciliğini koruyor. Dünyanın her yerinden sanata, kültüre ve tarihe merak duyanlar, hayal gücüyle baş başa kalmak, farklı heyecanlar yaşamak, tarihi canlandırmak için, yol turizmi aracılığıyla bu nadir kültür yıldızının izini sürmeye geliyor…
Condividi: