Vita Gazette

Le notizie dall’Italia.

Quirinal Sarayı: Herkes hazırsa dans başlasın!

Andira Vitale

Siyasiler, maskeli dans antremanlarını pazar günü son kez yapacaklar. 24 Ocak günü başlayacak Büyük Balo Festivali’nde ise tüm hünerlerini halka açık sergileyecekler. Külkedisi masalındaki prenses arayışı gibi, Quirinal Sarayı’nın yeni sahibi için günlerdir çeşitli isimler, ölçüler ve nitelikler ortaya atıldı. Adaylar, adaylığını açıklamayan aday adayları görücüye çıktı. Amaç: Corona nedeniyle son yıllarda zor günler geçirdikten sonra rahatlama dönemine giren İtalya’nın, ülkede siyasi karışıklığa ve kaosa neden olmadan yeni bir Cumhurbaşkanı ile yoluna devam etmesi. Dansın adı ülke sevgisi mi olacak? Yoksa siyasi çıkarlar mı? Bunu balo sonuçlanınca göreceğiz. Ama yeni cumhurbaşkanı nerede yaşayacak? Biz, günlerdir adayların rüyalarını süsleyen çekici Quirinal Sarayı’nı tanıyalım.

Quirinal Sarayın ismi ve konumu üzerinde bulunduğu tepeden geliyor. Antik çağda göze çarpan bireysel zirvelere ‘Colles’ denilirmiş. Quirinale de mükemmel bir collis’di. Bu nedenle Quirinale adı, dört yüksekliğe bölünmüş, diktörtgen şeklindeki tüm tepeyi tanımlamak için kullanılmaya başlandı: collis Latiaris, collis Mucialis veya Sanqualis, collis Salutaris ve collis Quirinalis. Quirinalis collis’in stratejik önemi de büyüktü. Bu nedenle antik dönemlerden beri korunan,  özen gösterilen ve gelişen bir bölge oldu. 

Quirinal yüksek konumu ve özellikle sağlıklı olması nedeniyle antik çağlardan beri yerleşim birimleri, kamu ve dini yapılar için cazibe bölgesi olmuş. Bu süreci MÖ 400’ler olarak düşünebiliriz. Tanrı Quirinus’un ve devletin refahı için teselli törenlerinin kutlandığı Tanrıça Selamı tapınağı da bu tepede yer alıyormuş. Konstantin hamamlarını ve M.S 217’de Caracalla tarafından inşa edilen Serapis Tapınağı’nı tepedeki en etkileyici bölümler arasında sayabiliriz. Cumhurbaşkanı’nın resmi konutu olan Quirinal Sarayı, tam olarak antik Roma döneminde Quirinus tapınağı ve Servian surlarındaki kapının bulunduğu tepenin doğu ucunda yer alıyor. Saray bugün de adını aldığı tepesinden şehre hakim konumunu sürdürüyor.

Quirinal Sarayı, 1500’ün sonunda, Papa Gregory XIII’in yazlık ikametgahı olarak kurulmuş. 1587’de Papa Sixtus V, sarayın bulunduğu araziyi genişletmiş ve bu inşaat süreci Papa Paul V ile son bulmuş. Papa Urban VIII,  çevredeki arazileri satın almış ve sarayı doğuya doğru genişletmiş. Böylece sarayın bahçesi neredeyse iki katına çıkmış. Papa büyük bir duvar da inşa ettirmiş. Günümüzde bu duvarlardan çok azı bulunuyor. Roma’yı dantel gibi işleyen Bernini, mimar Ferdinando Fuga ile birlikte 1700’lerde sonuçlandırılan yeni genişleme çalışmalarında yer almış. 1870’ten sonra papaların dünyevi gücünün sona ermesi ve krallık ile papa devleti arasındaki savaşta Porta Pia’nın ihlali, Papa devletine karşı krallığın kazanması ile Quirinal sarayı Savoy’un ikametgahı olmuş Pius IX, burada yaşayan son papaydı. 1947’de Quirinal ilgili daireleri ve ofisleri ile Cumhurbaşkanı’nın ikametgahı oldu.

Augustus döneminin idari bölgesel düzenlemesinde, Quirinal tepesi Bölge 6’ya dahil edildi. Mahalle, Cumhuriyet döneminden beri aristokrat bir yerleşim alanı oldu. Bu özelliğini imparatorluk çağında da korumuştu; Cicero, Gens Flavia, Claudis gibi dönemin önemli isimlerininin adresi burasıydı.

Sarayın önündeki meydanda heybetli Monte Cavallo çeşmesi, İkiz tanrılar -birlikte elde edilen gücü, başarıyı temsil eden- Castor ve Pollux’un heykelleri bulunuyor. Yunan orijinallerinin iki kopyası olan heykeller dönemin Konstantin (İstanbul) hamamlarından getirilmiş. Çeşme 1818’de yapıldığında Quirinale’ye yönelik olan heykeller bugün Palazzo della Consulta’ya bakıyor.  

Papa, konuklara sarayı ziyaret ettiklerinde papanın kutsamasını aldıklarını hatırlatmak için kutsal temalı bir tablo kullanmak istemiş. Bu talebe uygun olarak, Palazzo’nun içinde, Onur Merdiveni’nde, Roma’daki Kutsal Havariler Kilisesi’nin apsisini süsleyen Melozzo da Forliche tarafından yapılmış orijinal bir fresk bulunuyor. Şimdi sahanlığın üzerinde bulunan bu eser saraydan ayrılanlar tarafından görülebiliyor.

Tarihi ve sanatsal geçmişe sahip olan sarayda her türlü sanat koleksiyonu bulunuyor: Resimlerden, heykellere, duvar fresklerinden, saatlere, duvar halılarından, mobilyalara ve porselenlere kadar bütün eşyalar tarihi eser niteliğini taşıyor. Bunlara Murano camından avizelerle, arabaları da eklersek sarayın ihtişamını anlamış oluruz. Quirinal’in bir başka mücevheri de, rüya adası bahçeleridir. Her sahibiyle biraz daha gelişen ve güzelleşen bahçelere adımınızı attığınızda bu dünyadan kopar, başka bir dünyaya geçersiniz. Havuzlar, heykeller, minik şelaleler ve her türlü bitki ve çiçeğin yer aldığı labirent gibi bahçelerde kendinizi kaybedersiniz.

Meydanın hemen karşısında, başkentin en güzel ve ünlü binalarından Palazzo delle Scuderie del Quirinale (Quirinal Ahırları Sarayı) bulunur. Geçmişi 1700 yılına kadar uzanan bu eserin mimarı Roma’nın ve Napoli’nin önde gelen binalarında imzası bulunan Ferdinando Fuga’dır.  Adından da anlaşılacağı gibi, 1938 yılına kadar atlar için barınak olarak kullanılmıştır. 1938 yılından sonra da ulaşım araçları değiştirilmiş ve bir garaja dönüştürülmüştür. Mimar Friulian Gae Aulenti, modern fikirleri binanın eski mekanlarıyla birleştiren bir sergi alanını burada yaratmıştır.

Böylesine tarihi ve sanatsal değeri olan sarayın yeni misafiri önümüzdeki hafta belli olacak. Cumhurbaşkanı Mattarella ile devam mı edilir? Çok istekli olmadığını biliyoruz. Ama kim bilir? Başbakan Mario Draghi hükümette çok başarılı bir performans sergiledi. Onun yönetiminde İtalya 2021’in en iyi gelişen ülkesi seçildi. Draghi’den ekonomik ve siyasi çevreler övgüyle bahsetti. Cumhurbaşkanı olmak istediği kulislere yansıdı. Saraya geçerse, siyaset dünyasının yeniden dizayn edileceği gerçeği, herkesin önünde kritik bir karar olarak duruyor. Şimdiye kadar olumlu sinyaller almayan Berlusconi ne yapar? Hepsini 24 Ocak’ta başlayacak seçim festivalinde göreceğiz…

İyi izlemeler…

https://palazzo.quirinale.it/

error: Content is protected !!