Anna Maria Tardiolo– Arezzo’nun Orta Çağ sahnesini andıran sokaklarında yürüyoruz. Başka bir dönemin asil bir kadınının yüzündeki kırışıklıklarına benzer yollarında ilerlerken, şehrin neşeli Noel atmosferi  ziyaretçilerin ruhuna hakim oluyor. 26 Aralık’a kadar İtalya’daki en büyük Tirolese pazarlarını ziyaret edenler, bu büyülü dünyaya adım atacaklar.

Şehrin ana meydanı, sokakları, Tirolese Köyü’nü oluşturan otuz iki ahşap evle iki kulübe mucizevi ışıklar ve renklerle bezenmiş. Hepsi ziyaretçilerin rengarenk coşkusunu yansıtıyor. Kulak verip sesleri dinlediğinizde ya da kumaşlara, elle boyanmış Noel balonlarına veya yetenekli zanaatkarların yarattığı ürünlere hayran kaldığınızda, bir dizi dil birbiriyle örtüşüyor: Anlıyoruz ki. dünyanın her yerinden insanlar bu etkinliğe katılıyor. Manzara, Noel Bahçesi’ne yapılmış yeşil bir dokunuşla daha da zenginleşiyor: hediyelere ve sürdürülebilir satın alımlara adanmış bitki ve köknar ağaçlarından oluşan yeşil bir alan ve tamamen Lego ile yapılmış üç yüz metrekarelik Noel Tuğlası ile yapılan bir alan! Gerçekten büyüleyici… Akşam ise ana meydan, yani Piazza Grande, Francesco Petrarca ve Giorgio Vasari gibi sanatçı ve şairlere ev sahipliği yapıyor.

Burası İtalya’nın hemen her karesi gibi sanat, kültür ve tarih açısından zengin şehirler arasında yer alıyor: Avrupa’nın ilk üniversitelerinden birinin Toskana’daki merkezine sahip olmakla övünüyor; Aynı zamanda altın ve moda şehri; Piero della Francesca ve Cimabue’nin eserlerini kapsayan sanatsal mirası surlarını içinde saklıyor.  Akşam olunca ışıkların ve projeksiyonlar  binaların cephelerini renklendirmesiyle, şehir Vasari locasının ana hatlarını çizen bir tiyatroya dönüşür. Işıkların ve renklerin oyununa eşlik eden müzik, zihinlere masum çocuksu ve eğlenceli anları ister istemez çağırır…

Noel atmosferi, her şeyden önce, Palazzo Fraternita’nın içinde kurulan, muhteşem freskli odaların bulunduğu “Noel Baba Evi”yle herkesi etkiliyor. Parri di Spinello’nun della Misericordia’sı, binlerce LED ışıkla aydınlatılan Noel Baba, İtalya’nın en büyükleri arasına giren bir eser. Son olarak, bu büyülü şehri başka bir kılıkla keşfetmek için  Medici Kalesi’ne uğramalısınız. Oradan hala bir sis örtüsüne sarılı olan gizemli şehri gündüz gözüyle görürsünüz. Gün içindeki renk ve ses değişimi Piazza Grande’ye çok da uzak olmayan bir meyhanenin birinci katındaki penceresinden bile seyredilir. Onu izleyenler, şehrin başka bir yüzünü keşfeder…. Bir günün sonunda bu şehre aşık olmadan ayrılan neredeyse yok gibidir…