Vita gazette – Venedik, Büyük Birader’den kalabalığı kontrol etmesini istiyor. Aşırı turist yığılmasının şehrin sakinlerine nefes aldırmadığı cazibe merkezi, kapalı devre televizyonlar ve telefon takibiyle izlemeye alınıyor.

Pandemi, Venedik ve diğer aşırı kalabalık şehirlerdeki turizm endüstrisini ezdi. Ancak bu dönem, “turist monokültürünü” yeniden düşünmek için bir fırsata dönüşebilir. Bunun ilk işaretleri rüya şehirlerden Venedik’te görülmeye başlandı. Çevresel ve kültürel mirasa zarar verdikleri gerekçesiyle tepki çeken büyük gemilerin kanallara girişine yasak getirilmesi, şehrin kurtuluşunun yolunu açtı. Bu radikal kararın ardından trafik kontrolünü, tehlikeli bölgelerin izlenmesini ve güvenliği sağlamaya yönelik  CCTV (Kapalı devre televizyonlar) ve telefon takibi şehirde kullanılmaya başlandı.

Venedik, milyonlarca uluslararası tatilcinin tercih ettiği bir cazibe merkezine dönüşmeden çok önce, yerel halk flânerie geleneğine sahipti. Şehrin sakinleri meydanlarda amaçsız gezintiler, boş yollarda yürüyüşler yaparlardı. Sohbet etmek ve içki içmek için tanıdıklarıyla buluşurlardı.  Bu gelenek, Korona dönemiyle birlikte yeniden başladı. Salgın, turizm endüstrisini çökerterek, flânerie’yi neredeyse imkansız hale getiren ziyaretçi kalabalığını azaltınca şehrin sakinlerine daha fazla alan ve zaman kaldı. Pandemi sırasında ziyaretçilerinden yoksun kalan Venedikliler, ezilme korkusu olmadan evlerinden dışarı çıkmayı başardılar. Ve şehrin yavaş temposu ile solmuş güzelliğinin tadını çıkarmaya başladılar. Çamurlu motorlu teknelerin yokluğunda kristal berraklığındaki kanalları hayranlıkla izlediler. Yunusların San Marco Meydanı’ndan fırladığını gördüler.

İşte Korona dönemi doğaya, şehirlere ve sakinlerine böylesine bir fırsat yarattı. Turizmin kentsel altyapı ve yerel sakinler için nasıl daha az maliyetli ve daha faydalı hale getirilebileceğine dair tartışmaları ateşledi. Büyük gemilerin şehre girişinin yasaklanmasının ardından yetkililer, Venedik’teki gizli bir kontrol odasından San Marco Meydanı’na giren her sakini, dükkân sahibini, gondolcuyu ve hepsinden önemlisi turistleri izlemeye başladı. Amaç hem şehir sakinleri hem turistler için yaşam kalitesini arttırmak… Ama en önemlisi Venedik’i yeniden geri almak…