Cadılar Bayramı: Amerikan geleneği mi yoksa İtalyan halk geleneklerinin yeni adı mı?
Kuzey Amerika’daki en önemli tatillerden biri de Cadılar Bayramı’dır. Bu bir gerçek! Ama bu festivalin Avrupa köklerinin çok uzak olduğu da tartışılmaz: Bu bayramı Amerika’ya ihraç eden İrlandalılardı.
İrlanda’da binlerce yıl boyunca Keltlerin Samhain festivali ya da “yaz sonu” şenlikleri kutlandı. İngiltere halklarının kullandığı Kelt takvimine göre, İrlanda ve Kuzey Fransa’da yeni yıl 31 Ekim’de başlıyordu. Bu nedenle hikayeler ve gelenekler nesilden nesile değişmeden ya da biraz eklemelerle sürdü. Bunların hepsi İrlandalılarla birlikte Amerika kıtasına kadar ulaştı. Tüm diğer etnik gruplara, İtalyanlar da dahil dokundu…
Ama o dönemde İtalyan folkloruna ait gelenekler zaten hükmünü sürdürüyordu. San Martino’daki Tüm Azizler Günü de bunlardan biriydi. Yani ‘Cadılar Bayramı’nın bütün bu günleri ve gelenekleri tek bir isim altında birleştirdiğini düşünebiliriz. Aosta Vadisi’nden Sicilya’ya, Trentino’dan Sardegna’ya kadar İtalya’nın her bölgesinde mevsim değişiklikleri, ölüm, yaşam ve hayatın dönemleri ile ilgili ritüeller, gelenekler, efsaneler yılın bu döneminde kutlanıyordu.
İtalyan tarımsal-pastoral geleneğinde, soğuk mevsim, kış mevsimiydi. Ölümün mevsimiydi. Ayrıca bu mevsimin başında ölülerin on iki günlük bir hayat süresine sahip olduğuna inanılırdı: Bu süre içinde yaşayanların dünyasına dönebilirlerdi. Ölüler dünyasının koruyucuları, ailenin koruyucuları olduğundan, kendilerini sevdirmek için ritüeller yapılmalıydı.
Büyük şehirlerde artık bu tür inanışlar kayboldu ancak Yarımada’nın bazı bölgelerinde bazı ayinler halen hükmünü sürdürüyor. Her bölgenin ve şehrin farklı uygulamaları var. Aynı ilde bile farklı ritüellere rastlanabiliyor. Ama her koşulda birleştikleri noktalar geçmişe bağlantıyı sağlıyorlar.
Mesela tüm Azizler Günü arifesinde ölülerin ruhlarının tören alayı içinde dolaştığına inanılıyor. Bu yüzden onlara evlerinin yolunu bulacak düzenlemeler yapılır. Bunun için fenerler, mumlar yakılır. Sadece onlar için yemek masaları hazırlanır. Puglia’nın bazı bölgelerinde, ölen kişinin ruhu için masada bir yer ayrılır. Bu, on iki gün süren bir ritüeldir. Diğer bir ortak nokta ise dilencilik ritüelleridir: bir zamanlar yoksullar, ölülerin enkarnasyonundan hediye ve şeker istemek için evden eve dolaşıyorlardı. Bu ayinler ve acı içinde dolaşan ruhların korkunç hikayeleri aracılığıyla çocuklara kendinizi sevdirirseniz, sevecen ve cömert olunacağı mesajı veriliyordu. Saygı duyulacak bu ritüelle ölüm kadar ürkütücü ama kaçınılmaz bir yöne daha az korkuyla yaklaşmaları da sağlanıyordu.
Bu aile buluşmaları ve kutlamalarda tipik yemekler ve tatlılar hazırlanırdı. Örneğin Sicilya’da, Palermo’da yılın bu zamanında, birçok tezgahın bulunduğu “ölüler fuarı” gerçekleşti. Masalar özellikle bu durum için yapılmış en abartılı tatlılarla doluydu. Şövalyeyi tasvir eden “şeker kuklalar”, ölülerin kemikleri ve isimlere rağmen abartılı ama hak edilen bir muamele yapılıyordu…
Sonuç olarak, İtalya gibi yaşam ve ölümün sıklıkla yaşandığı bir ülkede halk masallarında, kültürel geleneklerde, günlük yaşamda ölüler ve canlılar bir arada bulunuyorlar. Ölüm olmasa iyi olurdu… Ama hayatın bir parçası olduğunu kabul ederek bu gelenekleri dağıtın ve her yıl ister Cadılar Bayramı ister Cadılar Festivali olarak yaşatmaya devam edin.
Anna Maria Tardiolo
Condividi: