Vita Gazette

Le notizie dall’Italia.

Taormina Film Festivali:

Festivali efsane yönetmen Coppola, The Godfather ile açıyor

Vita Gazette – Efsanevi film üçlemesi “The Godfather”ın efsanevi yönetmeni Francis Ford Coppola, Baba’nın yeni versiyonuyla köklerine dönüyor. İtalyan asıllı Amerikalı yönetmen, senarist ve yapımcı Francis Ford Coppola, Il Padrino’nun restore edilmiş versiyonuyla Taormina Film Festivali’nin açılışını yapacak.

26 Haziran Pazar günü, TFF 68’in Taormina Antik Tiyatrosu’nda efsaneler eşliğinde zaman yolculuğu yaşanacak. Filmin Sicilya’da geçen bölümlerini Taormina’ya yarım saat uzaklıktaki Ortaçağ dağ köyü Savona’da ve Palermo’da çeken Francis Ford Coppola, başyapıtının 50. yıldönümünü, The Godfather’ın restore edilmiş versiyonuyla sunarak kutlayacak.

Francis Ford Coppola’nın “The Godfather” adlı eseri, yedinci sanatın çok önemli bir kilometre taşıdır. Çünkü, 50 yıl sonra bile siyaset, mafya ve iş dünyası arasındaki ilişkileri, İtalyan folklorunu, İtalyan aile kavramını, aşkı, kasvetli Shakespeare trajedisini ve vahşeti en iyi tanımlayan film olma özelliğini korumaktadır…

İktidarlar ve kuklacılar

Hikaye özgürlükler ülkesi Amerika’da başlar. Sonra ana kucağına dönüş dönemi yaşanır. Ama Amerika’daki kökler İtalya’ya kadar uzanır. Ve hukuk eğitimini yarıda bırakarak II. Dünya savaşına katılmış, Amerika için savaşmış, vatansever idealist, geleceğin senatörü ya da Başkanı olması beklenen Michael Corleone, acımasız ve yalnız bir mafya patronuna dönüşür. Ailenin gözbebeği ve kirli işlerden uzak tutulan oğlu, içinde bulunduğu toplumsal şartlar ve siyasi sistem nedeniyle siyasilerin ve mafyanın birbirine benzer işler yaptığını kabul etmek zorunda kalır..

Film, ABD yasalarının ona veremeyeceği adaleti arayan bir İtalyan göçmenin ağzından çıkan şu sözlerle açılır: “Amerika’ya inanıyorum. Amerika’da şansım döndü.” Ve hemen sonrasında, Amerika’ya inancın nasıl yetersiz kalabileceğini gösterir. Cenaze müdürü Amerigo Bonasera, Baba Don Vito’nun düğün evine gelmiş, ondan adalet istemektedir. Kızına tecavüz edenlere, kızı direndiği için yüzünü parçalayanlara karşı Don Vito’dan misilleme intikam talep eder. Don Vito, “Şimdiye kadar benimle yan yana görüşmekten kaçınıyordun. Üstelik karım, kızının vaftiz annesi. Neden önce bana değil de polise gitmedin?” diye sorar. Ve acılı baba cevap verir. “Gittim, ama üç yıl ceza verdiler. Sonra da o cezayı ertelediler. Çıkarken de bana pis pis sırıttılar. Onlardan intikam almak istiyorum. Bana ancak sen yardım edebilirsin” der.  Başyapıtlarda sıklıkla olduğu gibi, gerçek bir niyet beyanı olan ve izleyiciye daha sonra göreceği her şeyin koordinatlarını verebilen bir açılış sahnesidir bu!  

“Hepimiz o riyakarlığın parçasıyız”

Ve Sicilya’da karısı Apollone’nin bombalanmasından sonra duyarlılığını kaybeden idealist Michael’in eski aşkı Kay’i yeniden bulduktan sonra aralarında geçen şu diyaloğu izleriz: Kay: “Baban gibi olmayacağını sanıyordum.” Michael, “Babam diğer güçlü insanlardan farklı değil. Başkalarına karşı sorumlulukları olan biri. Bir senatör, bir başkan gibi” yanıtını verir.  Kay, “Söylediklerinle ne kadar saf olduğunu görmüyor musun?” der. Michael bu kez “Neden?” diye sorar. Kay, “Senatörler ve başkanlar adam öldürtmezler” diye yanıtlar. Michael, Kay’in yüzüne, gözlerinin içine bakar: “Hangimiz saf, Kay?” Bu sözler, başyapıtı her zamankinden daha güncel hale getiren bir başka ahlaki ikilemi ortaya koyarken, 50 yıl sonra da “çok daha gerçekçi!” bir uyarı olmaya devam ediyor.

Ve Baba II’de, Michael, kendisinden rüşvet ve işlerinden yüzde isteyen siyasetçiyi reddeder. Bunun üzerine politikacı, “Siz sahtekarları ve riyakarları küçümsüyorum” yanıtını verir.  Michael Corleone’nin, “Senatör, hepimiz o riyakarlığın parçasıyız” yanıtı sistemi özetleyen en önemli cümlelerden biri olarak tarihe geçer…

Muhteşem Koro

Sinema tarihinin en unutulmaz üçlemeleri arasında yer alan “Baba” üçlemesi Altın Küre’den BAFTA’ya,  David di Donatello’dan Oscar’a kadar ödüllendirildi. Ama hepsinden önemlisi, “tüm zamanların en iyi 100 filmi” sıralamasındaki yerini hiçbir zaman kaybetmedi.

Sinemanın tüm zamanların en büyük kritik ve ticari başarılarından biri olan The Godfather, Marlon Brando, Al Pacino, James Caan, Robert Duvall, Diane Keaton, John Cazale ve Robert Duvall, Simonetta Stefanelli gibi oyuncuların yeteneklerini sergiledi. Bu filmin başarısının nedenleri çoktur: olağanüstü oyuncu kadrosu kalitesi, Gordon Willis’in fotoğrafları, Nino Rota’nın müziği, yönetmenlik yeteneği ve Coppola’nın kararlılığı. Nino Rota’nın kusursuz ve acı tatlı müziği, Coppola’nın başyapıtını ustaca tamamlıyor. Ray Evans, Johnny Farrow, Jay Livingston, Nino Rota, Marty Symes ve Carmine Coppola imzalı film müziklerinde… Ve Mario Puzo… Ve filmin efsanevi atmosferine büyük katkı sağlayan Sicilya ve insanları… Gönüllülerden, en önemli oyuncular olarak… 

error: Content is protected !!