Hayallerimiz ve biz!
Alessandro Romano- Kendi işimizi kurma hayalimiz suya yazılmasın! Fikirlerimizi başarılı girişimlere dönüştürmenin yolu, kendimizden geçiyor…
Herkesin bir hayali vardır. Yeni bir iş kurmak da bunlardan biridir. Dünyada her gün binlerce kişi büyük ya da küçük ölçekli şirket kurarak hayallerini gerçekleştiriyor. Yine her gün binlerce kişi başarısız oluyor ve hayallerini söndürüyor. Oysa hayallerimiz hem kişiliğimizi oluşturan hem de hayatımıza anlam katan bir olgudur. Bu nedenle hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek çok önemlidir. Bunu başaramadığımızda Balzac’ın dediği gibi hem ruhumuzu hem bedenimizi incitiriz. Peki hayallerimizin suya yazılmasını nasıl önleriz?
Bunun birinci yolu yine hayal kurmaktan geçiyor. Albert Einstein, “Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Çünkü bilgi sınırlıyken, hayal gücü tüm dünyayı kapsar” derken, George William Russel, “En büyük işler, büyük hayal sahipleri tarafından başarılmıştır” özlü sözünü söylemiştir. “Eğer hayal edebildiğin bir şeyse, yapabilirsin. Onların peşinden gidecek cesaretin varsa, bütün rüyaların gerçek olabilir” diyen Walt Disney’in yaptıkları bu sözün gerçekliğini ortaya koymuştur. “Bir hayal inşa edin, daha sonra hayal de sizi inşa eder” diyen de Robert Schuller’dir. Onun için bir işe başlamadan önce onun hayalini kurmalı, onu istemeliyiz. Eğer hayalimize inanırsak gerçekleşmesi mümkündür. Çünkü tüm zamanımızı, enerjimizi, emeğimizi ve beyin gücümüzü hedefimize harcarız. Psikolojide “Algıda Seçicilik” denilen olgu devreye girer ve hayalimize ulaşmayı sağlayacak her türlü fırsatı fark etmeye başlarız. Bir süre sonra da imkansız olarak görünen her şeyin bir anda olabilir olduğunu görmeye başlarız. Ve başarıya ulaşırız…
Bir işe başlamadan önce hayaller kadar bilgi de önemlidir. Bunun için faaliyet göstereceğimiz sektörün her alanına hakim olacak şekilde bilgi sahibi olmalıyız. Atılacak adımları planlamalı ve oluşabilecek sorunları tespit etmeliyiz. Yani fizibilite yapmalıyız. Böylece karşımıza çıkacak sorunlarla ilgili önceden tedbirlerimizi alır ve bu sorunların oluşmasını önleriz. Ya da sorunlarla karşılaştığımızda fazla zorlanmadan çözüm yoluna gideriz. Bu bağlamda ticari bakış açısı yeteneğimizi hızla kazanmalıyız. Bunun için işletmemizin faaliyet gösterdiği endüstriye, rakiplerimize ve müşteri tabanından oluşan geniş çevreye hakim olmalıyız. Sunacağımız ürün ve hizmetler hakkında her detayı öğrenip, endüstrinin dinamiklerinin nasıl çalıştığını, rekabeti ve olası sorunları analiz ettikten sonra stratejimizi belirlemeliyiz.
Hayallerimizi kurduktan ve bilgi sahibi olduktan sonra kişilik özelliklerimiz önem kazanıyor. Günümüzde sadece akademik ve teknik yetkinliklere sahip olmak yeterli değil. Sektöre, iş ortamına adapte olma, problem çözme ve çatışma yönetme gibi iletişim becerileri başarıya giden yolun önemli taşlarını oluşturuyor. Ne iş yaparsak yapalım, öncelikle kendimizi çok iyi ifade etmeliyiz. Net ve öz olmalıyız. İletişimi en iyi şekilde kurmalı, etkin dinlemenin de ötesine geçerek konuşulanları aklımızda işleme çevirebilmeliyiz. Fikirlerimizi pasif ya da saldırgan olmadan özgüvenli bir şekilde karşı tarafa iletebilmeliyiz. Kendi kendimizi motive edebilmeliyiz. İnisiyatif alabilmeli, işleri önceliklendirerek en iyi çalışma yöntemlerini bulmalıyız. Sorumluluk alma konusunda son derece aktif ve motive olmalıyız. Hayalleri gerçek olanlara baktığımızda neredeyse tamamı son derece pozitif, iyimser, olumlu, girişken, sıcakkanlı ve çevresindeki insanlarla iyi ilişkiler kurma yeteneğine sahip insanlardan oluşuyor. Bu kişilikteki insanlar önce kendilerine inanıyorlar, sonra hayal ettiklerine ve hayallerinin gerçekleşebileceğine inanıyorlar. Son olarak da bu uğurda çaba harcıyorlar.
Karar verme merkezine teknoloji ve veri bilimini yerleştirmeliyiz. Ama teknoloji, insan-makine işbirliğini teşvik ettiğinde anlamlıdır. Çünkü insan merkezli tasarım, iş gücünü arttırır ve anında sonuç verir. O nedenle bu ikili işbirliğini teşvik etmeliyiz. Bilgi sürekli gelişir ve asla tam olarak değişmez. Varsayımlarımızı test etmeliyiz. Noktaları birleştirmek için verileri kullanmalıyız.
En iyi yaptığımız şeyi öğrenmeliyiz. Ve, “Tekrar et, tekrar et, yerleştir” felsefesini uygulamalıyız. En iyi yaptığımız işi başkalarının devralmasına izin vermeliyiz. İnisiyatif vermekten korkmamalıyız. Yeni fırsatlara ve sorumluluklara açık olmalılıyız.
Başarılı bir şirket kurmak istiyorsak, vizyonu olan, sorumluluk alabilen, girişimçi kişilerden oluşan bir ekip kurmalıyız. Yol arkadaşlarımız dünya üzerinde olumlu, somut bir etki yaratmak isteyen, veri ve teknoloji tutkusuna sahip bizimle aynı fikirdeki kişilerden oluşmalıdır. Hep birlikte değere odaklanacağımız, vizyona bizim kadar inanan insanlar, ürünü hayata geçiren, yenileştiren ve uzun soluklu olmasını sağlayan kişilerdir.
Dijitalleşen dünya, interneti en büyük pazarlardan birine dönüştürdü. İnternet sayesinde müşterilerin bize gelmesini beklemiyor, biz onların ofislerine hatta evlerine girebiliyoruz. Böylece her an satış yapabilmeniz mümkün hale geldi. Zamanın, hızın ve yaratıcılığın yarıştığı yeni dünya düzenine hızla uyum sağlamalıyız.
Yeni kurulan birçok işletme ilk dönemde büyümek için finansmana ihtiyaç duyar. Büyümek istiyorsak borçlanmaktan da korkmamalıyız. Bu nedenle şirketimiz için uygun kredileri ve devlet desteklerini araştırmamız, gerektiğinde kredi kullanabilmemiz gerekir.
Artık hayal kurmaya başlayabiliriz. Çünkü hayal ettiğimizde ve inandığımızda gerçek olduğunu biliyoruz. Bu yüzden hayal kuruyoruz ve gerçekleşmesi için her türlü çabayı gösteriyoruz.
Condividi: