Meloni neden kazandı?
Andira Vitale
Geçmiş zamanın ruhuyla ve terimleriyle bugünü analiz edebilir miyiz? Böyle durumlar için İtalya’nın gururlarından Italo Calvino’nun bir sözü vardır: “Nedenlerin değil, her zaman sonuçların ortaya çıktığı, tartışıldığı bir ülkede yaşıyoruz.”
O halde, İtalya için önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen “seçim sonuçlarını anlamak için”, gerçek bir entelektüel olan Calvino’nun izinden gidelim.
İtalya’nın Kardeşleri partisinin lideri Giorgia Meloni, “aşırı sağda, faşist” suçlamalarını, “Ben, ülkemin geleceğini kurtarmak isteyen bir vatanseverim” diyerek savunuyor. Yıllardır aynı eleştirileri duymasına rağmen hem çizgisini hem söylemini değiştirmeyen, ufak tefek ama sesi yüksek çıkan bu karizmatik kadın kimdir?
Meloni’ye geçmeden önce, Calvino’nun izinde İtalya’nın son 10 yılına bir göz atmakta ve herkesin iyiliği için “Kral Çıplak” demekte fayda var: sürekli değişen kısa süreli hükümetler; koalisyonlar; hakim Çin sermeyesi ve ürünleri; giderek zayıflayan yerli üretim; geri plana itilen mutsuz yerel sanatçılar; gelir düzeyi giderek düşen yerel işverenler; Afrika ve Büyük Ortadoğu coğrafyasından her gün binlere varan düzensiz ve niteliksiz göç: ucuz işçilik için yasadışı göçü teşvik eden çevreler; diğer yandan yurt dışına daha iyi şartlarda iş bulmak için ülkesini terk eden eğitimli italyan gençler; parçalanan aileler; giderek artan uyuşturucu kullanımı; göçmenlerin de karıştığı yüksek suç oranı; halkta oluşan korku ortamı; Almanya ve Fransa öncülüğünde işleyen AB’nin haksız rekabet ortamı…
Hiç de iç açıcı olmayan bu tabloya, daha sonra Covid salgını’nın dramatik renkleri eklendi. İnsani ve ekonomik kayıpların en fazla yaşandığı ülkelerden biri İtalya oldu. Bu kritik aşamada, hem dış hem iç politikada gayet iyi çalışan Giuseppe Conte Hükümeti, olmaması gereken bir zamanda sürpriz bir şekilde düşürüldü. Sonrasında Mario Draghi hükümetiyle İtalya tamamen Amerika, NATO ve AB eksenine girdi. Ekonomik krizin yaşandığı halkın mutsuz olduğu bir dönemde İtalya da “Ukrayna’ya silah gönderme yarışına giren ülkeler” arasına katıldı. Meloni “faşist” diyerek ötelenirken Rus sanatçıları dışlandı. Rusya politikasını destekleyenler, Rus sanatçılara ve eserlerine yönelik yasaklamalara tepki gösterenler eleştirildi, ötelendi. Enerji krizinin yarattığı fiyat artışları bardağı taşıran son damlalar oldu…
İşte tam da böyle bir dönemde erken genel seçimlere gidildi. Siyasi partilerin halkın sorunlarını çözmeye yönelik gerçekçi gri açıklamalardan çok, “Meloni Sopası”nı kullanma kolaycılığının seçildiği görüldü. Neredeyse tüm seçim boyunca, “siyah ya da beyaz” üslubuyla Meloni korku rüzgarları estirildi…
Ve Pazar günü gerçekleştirilen erken genel seçimlerden “yurt içi ve yurt dışında yürütülen tüm karşıt kampanyalara rağmen” Giorgia Meloni’nin partisi “İtalya’nın Kardeşleri” birinci parti olarak sandıklardan yükseldi. Siyasete ve siyasetçilere güveni kalmayan halk ya sandığa gitmedi ya da “İtalya halkını sahipleneceklerini söz verenlere” sahip çıktı. Ne politik ne ekonomik sorun istemediği mesajını verdi. Bir zamanlar lideri olduğu partisinin dış politika uyarılarını dikkate almadığı gibi, siyasette kendisini var eden 5 yıldız hareketi partisini eleştiren ve Mario Draghi’nin çizgisinde yer alan Dışişleri Bakanı Luigi di Maio’nun kendisi ve yeni kurduğu partisi bir varlık gösterebildi. Trajik bir çöküş yaşadı. Draghi hükümetinin dış politikasına ve NATO’ya sahip çıkan Enrico Letta liderliğindeki ülkenin en güçlü partisi de PD’nin oy oranları yüzde 8’lere düştü. Letta, görevi bırakacağını açıkladı. Meloni ile benzer politikaları savunan ancak Mario Draghi hükümetinde yer alan Matteo Salvini liderliğindeki Lega büyük bir çöküş yaşadı. Son seçimlerde zirvelerde dolaşan oy oranı yine aynı hızla düştü. Kazanan muhalefette kalıp çizgisini sürdüren Meloni ve hükümette olmasına rağmen, hükümetin dış politikasına, Ukrayna’ya silah gönderilmesine karşı çıkan ve devamında hükümetten desteğini çeken 5 yıldız hareketi ve lideri Giuseppe Conte oldu…
Seçim sonuçları, oy kullanan 51 milyona aittir. Şimdi, sandık sonuçlarına göre Giorgia Meloni’nin öncülüğünde merkez sağda bir hükümetin kurulması ve Meloni’nin de ülkenin ilk kadın başbakanı olması bekleniyor. 4 yıl önceki genel seçimlerde yüzde 4,3 olan oy oranını bu seçimlerde yüzde 26’lara kadar çıkarmayı başaran bir partinin bu yükselişi sürpriz midir? O halde İtalya’nın Kardeşleri ile Matteo Salvini liderliğindeki Lig (Lega) ve merkez sağda konumlanan, eski başbakanlardan Silvio Berlusconi’nin Haydi İtalya (Forza Italia) partilerinin koalisyon hükümeti iktidarını sürdürürken, seçimlerden büyük bir başarısızlıkla çıkan diğer partilerin, “biz yıllardır İtalya ve İtalya halkı için ne yaptık? Onlarla ne kadar iletişim kurduk?” diye düşünmesinin zamanıdır…
Meloni’ye gelince işte tam da yukarıda anlattığım zamanın ruhu ve bu dönemde yaşanan gelişmeler ve sorunlara yönelik halkın ihtiyaçlarına yönelik söylemiyle, 9 yıllık partisini hızla iktidara taşıdı. “Önce İtalyanlar” diyerek… Her gün sayısı binlere varan kaçak ve niteliksiz göçmen akınına karşı çıkarak… Toplumsal ve ulusal kimliğin bozulmasının nedenleri arasında gördüğü, uyuşturucu kullanımını ve LGBT özendirilmesini eleştirerek…
Hep inisiyatif aldı…
15 Ocak 1977 yılında Roma’da doğan Meloni, şehrin sakin ve tarihi semti Garbatella’da büyüdü. Daha 12 yaşındayken babası Cagliari’li muhasebeci Francesco ailesini terk etti. Hayatındaki bu trajik dönüm noktasından sonra Meloni’nin büyüme yolculuğu annesi ve çok sevdiği ablası Arianna devam etti. Fen lisesini en yüksek notla tamamladı. Küçük yaşlardan itibaren politikaya ilgi duydu. 15 yaşında, sağcı gençlik örgütü Gençlik Cephesi’ne ne katıldı. 1996 yılında Ulusal ittifakla Öğrenci Eylemi’nin başkanı oldu. 1998’de Roma eyalet konseyine seçildi ve 2002’ye kadar orada kaldı. Giorgia Meloni’nin kariyeri ve şöhreti, Temsilciler Meclisi’ndeki en genç milletvekili ve İtalya Cumhuriyeti tarihindeki en genç bakan oluncaya kadar büyüdü: 31 yaşında Gençlik Bakanı oldu. 2012 yılında İtalya’nın Kardeşleri partisinin kuruluşunda yer aldı. Partisinin ideolojisini “ulusal muhafazakar” olarak tanımlıyor. 2013’teki genel seçimlerde yüzde 2, 2018’de “yüzde 4” oy alan İtalya’nın Kardeşleri yükselişini giderek sürdürdü. Silvio Berlusconi ve Kuzey Ligi lideri Matteo Salvini yakın ittifak arkadaşları oldu. Partisini her 3 hükümetin dışında tutan Meloni, dışarıdan Başbakan olarak atanan Mario Draghi’nin geniş katılımlı hükümetinde de yer almadı. Meloni, “Tanrı, vatan, aile’’ sloganını kullanıyor; göçmenlere, ‘’LGBT lobisi’’ diye nitelediği gruplara, ‘’küresel güçlere’’ karşı ‘’İtalyan kimliğini’’ savunduğunu söylüyor. İtalyan markalı ürünleri kullanan Meloni konuşmalarında da halkı İtalyan ürünleri tüketmeye teşvik ediyor. İtalyan firmaların yabancılara satışına karşı çıkıyor.
2004’ten 2006’ya kadar Secolo d’Italia gazetesinde de çalışan Meloni profesyonel bir milletvekili ve gazeteci olarak çalıştığı Roma’da hayat arkadaşı Andrea Giambruno (TGCom 24 gazeteci) ve yaklaşık 5 yaşındaki kızı Ginevra ile yaşıyor.
Condividi: