Hayaller azim ve Lamborghini
Alessandro Romano
“İnsanı hedeflerine ulaştıran güçlü azmidir” derler. Bu sözün en iyi göstergelerinden biri de Ferruccio Lamborghini’dir. Azim fitilini ateşleyen ise sonradan rakibi olacağı Enzo Ferrari’dir. İki mücadaleci ve kararlı lider birbirine meydan okuduktan sonra Lamborghini’nin iki seçeneği vardı: Ya sessiz kalıp, kendi yolunda devam edecekti…Ya değişerek kazanacaktı… O ikincisini seçti. Burcunu yansıttığı ambleminde yer alan “boğa” gibi mücadeleyle ve sabırla hedefine ulaştı…
Lamborghini azmiyle kısa sürede destansı otomobillerin üreticisine dönüştü. Tasarımları ve güçlü motorları ile efsaneler yarattı. Ve sonunda “süper spor otomobil” denince akla ilk gelen bir markaya dönüştü. Ferrari gibi o da rüyaları süslemeye başladı…
Hayallerin ve tutkuların birleştiği, tasarımın en ince detaylarına kadar yansıtıldığı Lamborghini’nin başarı hikayesi de bir o kadar mükemmel! İşte örnek alınması gereken, dev bir markanın doğuşunun öyküsü…
Tasarımların, tutkuların, çalışmaya ve hayallerin gerçekleşmesine inanan iyimser insanların ülkesi İtalya, savaş sonrası ekonomik patlama dönemine girmişti. Tüketim artıyor, ülke yeniden inşa ediliyor, sosyal statü kazanma yarışı başlıyordu. Enzo Ferrari bu patlamanın yıldızlarından biriydi. Bir Ferrari’ye sahip olmak “başarı ve statü” anlamına geliyordu. Kırmızı süper arabalar hayalleri süslüyor, soylular, aristokratlar ve tüm sanayiciler bir Ferrari satın alabilmek için Maranello’da sıraya giriyorlardı.
Ferrari- Lamborghini meydanı
Enzo Ferrari, dünyanın en tanınmış iş adamlarından biriydi, ancak Maranello’nun yakınında biri daha vardı: O da evsel ısıtma, hidrolik ve tarım traktörleri üreten Ferruccio Lamborghini’ydi. 28 Nisan 1916’da Emilia’da dünyaya gelen Lamborghini bir çiftçinin oğluydu ama mekanik konusunda tutkuluydu. Bologna yakınlarındaki Fratelli Taddia Enstitüsü’nde endüstriyel teknolojiler okuyor ve bu arada askeri araçları tamir eden bir atölyede deneyim kazanıyordu. İkinci Dünya Savaşı yıllarında, İtalya hava kuvvetlerine katılan Lamborghini, 1944 senesinde İngilizlere esir düşüyordu. Teknik bilgisi avantaja dönüşüyor İngilizler Lamborghini’yi motor bölümüne çalışmaya gönderiyordu. Burada otomobil ve motorlar konusunda deneyim kazanıyordu. Bozuk araçları tamir etmeyi ve farklı parçalardan araç üretmeyi de burada geçirdiği yıllarda öğrendi.
Savaş sonrası girişimci kimliğini kullanmaya başladı. İtalya’daki köyünde, savaştan kalma parçaları kullanarak çiftçilerin sorunlarına yardımcı olacak çözümler üretmeye başlayan genç girişimci, Ferrara eyaletindeki Cento’da arazi satın aldı. Zaman içerisinde soy ismini verdiği markasıyla anılan traktörler üretmeye başladı. Traktör üretimi sayesinde bir servet kazanan Lamborghini, klima ve merkezi ısıtma sistemlerine de yatırım yaptı. Bu sektörlerde de oldukça büyük bir başarı kazanan ünlü girişimci, İtalya’nın zenginleri arasında anılmaya başladı. Bir çiftçinin oğlu olan Lamborghini, azimli ve istikrarlı ilerleyişi sonunda başarılı ve zengin bir sanayici oldu. Artık çok parası vardı. Motorlara olan düşkünlüğü onu araba koleksiyoneri yaptı. Garajında Fiat’dan Alfa Romeo’ya, Lancia Aurelia’dan Mercedes’e, Jaguar’dan Ferrari’ye kadar ünlü markalar diziliydi. Araba düşkünlüğü yarışlara katılmaya kadar varıyordu.
Fiat 500 olarak bilinen aracın büyükbabası Topolino modelini, 500cc’den 750cc’ye çıkararak modifiye edip yarışlara katıldı. Ancak kaza yapınca, pistlere erkenden veda etti. Ama her zaman Ferrarilerin sınırlarını zorladı ve kısa süre sonra kırmızıların debriyajlarında, motorun gücüne bağlı olmayan mekanik sorunlar olduğunu fark etti.
“Ferrari Lamborghini ateşi!”
Ferruccio Lamborghini cesur, açık sözlü ve girişken biriydi. Ferrari’yi ziyaret ederek arabaların debriyajlarının kusurlu olduğunu söyledi. Dünyanın en güçlü isimlerinden Enzo Ferrari bu suçlamaya çok öfkelendi. Ve dünyanın en hızlı araçlarını üreten markanın kurucusu olmanın da verdiği özgüvenle “Sen bir traktör üreticisisin Ferruccio ve bir traktör üreticisi asla Ferrari’yi eleştiremez. Kendi işine bak” cevabını verdi.
Ve traktör üreticisi ile yarış sihirbazı arasındaki mücadeleyi başlatan ateş böylece yanmaya başladı. Mekaniktan anlayan, azimli, çalışkan ve kendine güvenli Lamborghini, süper bir araba yapmak için harekete geçti.
İşe debriyajlarında sorun olduğunu düşündüğü garajındaki Ferrari arabalardan başladı. Bu süreçet Ferrarilerde kullanılan debriyaj sisteminin, kendi fabrikasında üretilen traktörlerde kullanılan debriyaj sistemiyle aynı olduğunu fark etti. Debriyaj sistemini geliştirerek, sorunu çözdü. Sonra Enzo Ferrari tarafından “Traktörcü Ferruccio” diye küçük düşürülen Lamborghini, gözünü Ferrari’nin spor otomobillerdeki yerine diker, yani en tepeye gidecektir. Ferrari’den daha hızlı, daha sağlam ve daha güvenilir araçlar yapmayı hedefleyen Ferruccio Lamborghini’nin amacı, en iyi spor arabaların sadece Ferrari tarafından yapılabileceği algısını yıkmaktı. Yola bu fikirle çıkan Ferruccio Lamborghini ilk olarak Automobili Lamborghini firmasını kurdu.
“Harika arabalar dünyası’nı hedefledi
Ferruccio Lamborghini, sadece Ferrari’yi hedeflemiyor, Maserati, Jaguar ve Aston Martin gibi markaların da bulunduğu “harika arabalar” dünyasına girmek istiyordu. Mayıs 1963’te “Automobili Ferruccio Lamborghini” şirketini kurdu. Sant’Agata Bolognese’de bir arazi satın alan Lamborghini, sadece altı ay sonra Franco Scaglione tarafından tasarlanan 350 GT’yi sergiledi. Birçok kişi önce Sant’Agata şüpheyle baktı. Ancak Lamborghini herkesi şaşırtıyordu. Ve bu şaşırtma girişimleri devam edecekti. 400 GT’yi yaptıktan sonra devrim niteliğinde bir araba fikri geliştirdi ve kokpitin arkasına enine yerleştirilmiş 4 litrelik V-12 motorlu bir süper araba fikri doğdu.
Miura: dünyayı fetheden dövüş boğası
Yeni model, diğer tüm GT arabalarını birdenbire yaşlandıran gerçek bir sanat eseriydi. Ferruccio, amblemi için burcunu düşündü. Bir boğa olmalıydı. Bir boğa gibi yollarda mücadele edecekti. Adı, -bir dövüş boğası yetiştiricisi Don Eduardo Miura esinlenildi- Miura oldu. 1966’da ilk kez sahneye çıktı, Lamborghini mucizesinin kilometre taşıydı. Kraliyet mensupları, sanayiciler, dünyanın her yerinden ünlüler, bu arabaya sahip olmak için çıldırıyordu.
Dean Martin’den, Elton John’a, Paul Mc Cartney’den, İran Şahı’na, Monaco prensesi Grace Kelly’den dönemin İtalyan yıldızlarına kadar tüm ünlülerin rüyalarını bir Lamborghini süslüyordu.
Tüm otomobillere tutkuyla bağlı, Sant’Agata süper otomobilinin hem sahibi hem hayranı olan isimlerden Frank Sinatra, “Birisi olmak istediğinizde bir Ferrari satın alırsınız. Biri olduğunuzda bir Lamborghini satın alırsınız.” diyecek kadar tutkusunu gösteriyordu.
Lamborghini yaratılmasından sadece dört yıl sonra, sürekli genişleyen bir endüstriye dönüştü. Adı halk arasında “Lambo” olarak anılıyordu. Miura’ya gelen sipariş yağmuru şirkete çok fazla para getirdj. Ama hepsinden önemlisi tüm dünyada tanıtım rüzgarlarının esmesine neden oldu. Miura’nın başarısının ardından, Islero, 400 GT ve Espada’nın evrimi, 4 koltuklu ilk Lamborghini ve iki yıl sonra Jarama ve 2.500-V8 motorlu küçük Urraco’nun evrimi olan model geldi. Otomobil modellerine, farklı hikayesi olan boğaların isimleri veriliyordu.
Ancak yaşanan petrol krizi, sendika mücadeleleri, lüks mallardan alınan vergiler, süper otomobil pazarında da önemli bir daralmaya neden oldu. Bu süreçten Ferruccio Lamborghini de etkilendi. Oğlu Tonino, arabalarla ilgilenmiyordu. Babası gibi rüyalarını gerçekleştirecek bir tutkuya sahip değildi. Yeni bir değişiklik yapmanın zamanı gelmişti…
Lamborghini, şirketini İsviçreli sanayici Georges-Henri Rossetti’ye sattı. Audi-Volkswagen grubunun mevcut mülkiyetine kadar elden ele geçen Lamborghini’nin parçalarının yaklaşık %70’i el yapımıdır.
Sant’Agata’daki zorluklara rağmen 70’lerin ve 80’lerin ikonu Countach, Diablo, onun varisi, Murcielago, Aventador, Reventon the Gallardo ve son Veneno gibi rüya arabaları üretmeye devam etti. Ama hepsi dövüşen boğaların işareti altında hayata geçti. Yıllar ve modeller değişiyor ama bu arabalar arzulanmaya ediyor.
Dev İtalyan markası günümüzde sadece lüks otomobiller değil aynı zamanda bir servet değerinde olan sürat teknelerinin motorlarını da üretiyor.
Vizyon sahibi Ferruccio Lamborghini, hayalini gerçekleştirmişti. Varlıklarını sattıktan sonra emekliye ayrıldı. Umbria’daki mülkünde, bir başka tutkusunu gerçekleştirmeye başladı. Kendisini şarap üretimine ve golf sporuna adadı.
Vizyon sahibi Ferruccio Lamborghini, hayalini gerçekleştirmişti. Varlıklarını sattıktan sonra emekliye ayrıldı. Umbria’daki mülkünde, bir başka tutkusunu gerçekleştirmeye başladı. Kendisini şarap üretimine ve golfe adadı.
Bu kez Trasimeno Gölü kıyısında, şarabın özel bir kırmızı türü olan “Sangue di Miura” doğdu. Ferruccio Lamborghini, 20 Şubat 1993’te hayal ettiklerini gerçekleştirebildiği, harika bir hayatın ardından yaşama gözlerini yumdu. Ardında milyonların hayallerini süsleyen bir marka bırakmakla kalmadı, aynı zamanda herkesin ders çıkarması gereken inanılmaz bir başarı hikayesi yazdı.
Cenazesi Renazzo’da traktörü tarafından çekilen eski bir tarım vagonuna nakledildi ve en güzel ve arabaları, onu selamlamak için kilisenin dışına sıralandı. Mezar taşında şöyle yazıyor: “Tanrı’nın yeni evinde, iyi işler”.
Condividi: