Vita Gazette

Le notizie dall’Italia.

Noel şarkılarının hikayesi

Yılın en büyülü zamanındayız. Herkesin aynı duyguları yaşadığı bu dönem için, “Noel üzerimizde” deriz. Noel, çocuklar için ailece neşeyle süslenen bir ağaçtır. Noel babanın onlar için ağacın altına bırakacağı hediyeleri beklemektir. Ve evleri dolaşan Panettone ve Pandoro kokularıdır… Meydanları, caddeleri ve ağaçları kaplayan ışıltılı ışıklardır, doğayı temizleyen ve süsleyen kardır, yenilenmedir, bolluktur, paylaşmadır ve umuttur. Peki şarkılar olmadan Noel olur mu? Elbette olmaz! Zamanın ruhunun sesi şarkılardır. Aralık ayı gelince hemen herkesin kulağında müzik kutusu varmış gibi çalmaya başlarlar… Evlerden Andrea Bocelli, Frank Sinatra ve Dean Martin’in de aralarında olduğu sanatçıların sesinden Noel şarkıları yükselir. En bilineni Jingle Bell’dir. Ama biz hepsini keyifle dinler ve eşlik ederiz…

Ama ne zamandan beri Noel şarkıları dinliyoruz? Aslında binlerce yıldır! Carols’ binlerce yıl önce Avrupa’da yapılmış ancak bunlar Noel şarkısı değilmiş. Kışın en kısa gününde yapılan kutlamalarda insanların yuvarlak taş çemberler içinde dans ederken söyledikleri pagan şarkılarmış.  Antik halklar hayatlarını mevsimsel değişikliklere göre düzenlerdi. Çünkü hayatları doğaya ve doğanın sunduklarına bağlıydı. Bu nedenle kışın ilk kısa gününü de törenler ve kutlamalarla karşılarlardı. Manevi olarak bu kutlamalar yenilenme fırsatını, kötü alışkanlıkların ve olumsuz duyguların yok olmasını ve günler yeniden uzamaya başlarken, karanlıkta umutla aydınlanmayı sembolize ediyordu.  Genellikle 22 Aralık’ta yapılan, yılın en kısa günündeki bu şenliklerde, şarkılar eşliğinde dans ederlerdi. Şarkı kelimesi aslında dans etmek anlamına geliyordu. Carol kelimesi de esasında dans veya övgü ve neşe şarkısı anlamına geliyor. Ancak yalnızca Noel şarkıları geleneği bugüne kadar gelmiştir.

Mesela Antik Roma’da yapılan Saturn festivali 17 Aralık’ta başlar ve 7 gün sürerdi. Bu kutlamalar, tanrıların atası Satürn adına yapılırdı.  Onun adına kurulan tapınaklarda kurbanlar kesilir, ziyafetler düzenlenir, hediyeler verilirdi. Kutlamalara katılmaları için kölelere bile izin verilirdi…

İlk Hıristiyanlar, Noel kutlamaları için kış gündönümünde yapılan pagan kutlamaları devam ettirdiler. Ve pagan şarkılarının yerine Hıristiyan şarkıları kullanmaya başladılar. MS 129’da bir Roma piskoposu, Roma’daki bir Noel ayininde “Angel’s Hymn” adlı bir şarkının söylenmesine karar verdi. Bir başka ünlü Noel ilahisi MS 760 yılında Kudüslü Comas tarafından, Rum Ortodoks Kilisesi için yazıldı. Kısa bir süre sonra, Avrupa’daki birçok besteci “Noel şarkıları” yazmaya başladı. Ancak birçok insan, normal insanların anlayamadığı bir dil olan Latince versiyonlarını benimsememişti. Ve insanlarnı çoğu, Orta Çağ’da Noel’i kutlama ilgisini kaybetmişti.

Bu durum, fakir insanlara, hasta insanlara ve hayvanlara gösterdiği merhametle bilinen Assisi’li Aziz Francis’in 1223’te kutsal bir kişi olarak ilan edilmesiyle değişti. İnsanlar mucizevi hikayeyi anlatan şarkılar söylemeye başladılar. Şarkıların bazıları Latince olsa da, dilden dile dolaşan hikayeyi bilen herkes anlayabiliyordu.  Böylece şarkılar toplum geneline yayıldı. Yeni şarkılar Fransa, İspanya, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine yayıldı. Bu şekilde ilk kanto 1410’da yazıldı. Bugüne ancak küçük bir parçası ulaşan şarkı, Beytüllahim’deki Meryem ve İsa hakkındaydı. Elizabeth dönemine kadar olan Carol’ların çoğu, dini şarkılardan ziyade eğlence olarak görülen gerçek dışı hikayelerdi. Genellikle kiliselerde değil evlerde söylenirdi!

Oliver Cromwell ve Püritenler 1647’de İngiltere’de iktidara geldiklerinde Noel kutlamaları ve şarkı söyleme şenliklerine son verdi.  Ancak şarkılar, onları söyleyen insanlar sayesinde hayatta kaldı. Carols, William Sandys ve Davis Gilbert adlı iki adamın İngiltere’deki köylerde birkaç erken Noel müziği parçası topladığı Viktorya dönemine kadar kullanıldı.

Halk tarafından söylenen Carols popüler olmadan önce, ‘Waits’ adında resmi şarkıcılar vardı. Bunlar sadece Noel arifesinde şarkı söylüyorlardı. Bu yüzden “Bekler” olarak adlandırılmışlardı. Ancak o zamanlar İngiltere’nin şehirlerinde birçok orkestra ve koro kuruluyordu ve insanlar Noel şarkıları söylemek istediler, böylece şarkılar bir kez daha popüler oldu. Viktorya döneminde “Good King Wenceslas” gibi birçok yeni şarkı yazıldı. Noel kitlesi için yeni şarkılar yaratıldı ve popüler hale geldi, ayrıca sokaklarda Noel şarkıları söyleme geleneği başladı. Bu geleneklerin her ikisi bugün hala yaygındır.

Viktorya dönemi, Noel şarkılarıyla ilgili geri dönüşün yaşandığı önemli bir dönem olarak kabul ediliyor. Bu dönemde şarkı söylemek en önemli eğlencelerden biriydi. Özellikle kadınlar bu yönde eğitilirdi.  Büyük ve gösterişli evlerin hemen hepsinde genç leydilerin misafirlerini eğlendirdiği bir piyano bulunurdu. Noel dönemi özellikle önemliydi. Ziyaret alışverişleri yapılır, dekore edilmiş şenlikli evlerden geleneksel şarkıların notaları, yeni düzenlemeler yankılanırdı. Bunlar genellikle ağacın önünde ailece söylenen şarkılardı.

Yoksullar için bugünün diğerlerinden farkı yoktu. Isınmak ve yiyecek bulmak için çalışmaya devam ediyorlardı. Doğal olarak şarkı söylemeye de vakitleri olmuyordu. Noel şarkılarının sokaklarda söylenmeye başlaması yeni bir dönüm noktası oluyordu. Viktorya döneminde, en yoksulların da iyi bir tatil geçirmesi için kapı kapı dolaşıp para isteme adeti başlamıştı. Sosyal hizmetle uğraşan bu kişiler bu süreçte Noel ilahileri söylüyorlardı. Dolaşırken selamlarını iletiyor, aşevleri için adaklar topluyorlardı. Genellikle varlıklı kişilerdi.

Bir de eve para, yiyecek ve tatlı götürmek isteyen fakir çocuklar vardı. Onlar da sokak şarkıları söyleyerek eve yiyecek taşıyorlardı. Böylece zenginlerin alışveriş yaptığı yerler açık hava tiyatroları haline geldi.  Her yerde güzel duygu ve neşe dolu şarkıların notaları çınlamaya başladı. Noel’e yaklaşan haftalarda, 19. yüzyıl Londra’sının sokakları, müzikal bir şehrin sokaklarına dönüştüren şarkıcılarla doldu. Genellikle bunlar üçüzlerdi: biri şarkı söylüyor, biri keman çalıyor ve üçüncüsü ya çaldıkları şarkılarla ilgili bir şeyler satıyor ya da para istemek için yalvarıyordu. Noel için alışverişe giden insanlar şarkıları dinlemek için yol kenarında durur ve sanatçılara genellikle birkaç bozuk para bırakırlardı…

Sokaklarda şarkı söyleyenler karnını doyurmak için bu özel anları değerlendiren fakirlerdi. Carole,  yukarıda da bahsettiğimiz gibi bir daire içinde dans edilebilen bir koro şarkısıdır. Dans edilebilir bir şarkıdır. Söylenen bir danstır. Ama Noel şarkıları, dini hizmetlere eşlik eden şarkılardı. O günlerde birçok şarkı ele geçirildi ve kelimelerle Noel şarkılarına dönüştürüldü. Şarkıların listesi o kadar hızlı büyüdü ki 1833’te ilk koleksiyon yayınlandı. Viktorya döneminde en sevilenler arasında “It Came Upon a Midnight Clear”, “Good Christian Men Rejoice”, “O Little Town of Bethlehem”, Away in a Manger ve “We Three Kings” şarkıları vardı.

İnsanlık tarihi boyunca bize miras kalan gelenek ve kültürlerde Jingle Bells, Notte silenziosa, notte Santa veya diğerlerini dinleyelim… Ama hep birlikte sevinelim…

                                                                                                                        Mutlu Noeller… 

 

 

error: Content is protected !!