Vita Gazette

Le notizie dall’Italia.

Ser-Mar huzur ve istikrar rüzgarları

Ayfer Selamoğlu

Psikoloji bilimine göre sıkıntıdan kurtulma süresi 8 saat, sevinme ve keyif hali ise 35 saat sürüyormuş. Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’nın yeniden seçilmesi bu verileri alt üst etti. Oylama daha bitmemişti. Ama  kazandığı belli olduğu anda sıkıntıdan kurtulma süresi saniyelere indi. O anda hem Meclis hem kamuoyu rahat bir nefes aldı. 35 saati çoktan aştık ama sevinç hali halen devam ediyor…  

İtalya parlamentosu, hafta sonu devlet başkanı Sergio Mattarella’yı ikinci dönem için yeniden seçti. Son yedi yıldır Mattarella’ya ev sahipliği yapan İtalyan Başkanlık Sarayı Quirinale’nin yeni uzatmalı kiracısı katolik sol kanat, aşırı sağ Lig, ılımlı sol Demokrat Parti (PD) ve popülist hareket olarak nitelendirilen 5 Yıldız Hareketi dahil olmak üzere neredeyse tüm İtalyan partileri tarafından desteklendi…

Parlamento Mattarella’yı bırakmadı.

Cumhurbaşkanı Mattarella ismi yeniden gündeme gelene kadar sekiz tur oylama yapıldı. Bu süreçte partiler ortak bir aday üzerinde anlaşamadılar. Gösterdikleri adaylar beklenen desteği alamadı. Ama her oylamada Cumhurbaşkanı Mattarella’nın oy sayısı -emekli olmak istediğini defalarca açıklamasına rağmen- istikrarlı bir artış gösterdi. Oylama sonuçları Mattarella lehine 400’lere ulaşınca partiler Mattarella üzerinde uzlaştı…

Cumhurbaşkanlığı-hükümet ikilisi güçlendi

Oylama sonucunda Cumhurbaşkanı’nın kimliği ön plana çıkarken, Ser-Mar Cumhurbaşkanlığı ve hükümet ikilisi güçlendi. Buna karşın popülist partiler, “özellikle de aşırı sağ” zayıflayarak bu süreçten çıktı. Yeniden seçim, istenmeyen bir durum olsa da Mattarella için kişisel bir zaferdir. Görev süresinin son aylarında Mattarella, bir zamanlar İtalya krallarına, papalarına ev sahipliği yapan ve şimdi devletin resmi konutu olan  Oylamadan önce, İtalyan gazeteleri, emekli olarak yaşamayı planladığı Roma’nın zarif Parioli semtine taşınmak için kutularını paketleyen personelinin resimlerini, yaşayacağı semtin ve binanın görüntülerini yayınladı. Komşularıyla röportajlar yaptı. Yani Cumhurbaşkanı yeni hayatına kendini hazırlamıştı… 

Cumhurbaşkanının ikinci kez seçilmesi ilk değil. 2013 yılında ekonomik krizin etkilerinin sürdüğü bir dönemde Giorgio Napolitano yeniden seçilmişti. O zaman da siyasi istikrarsızlığın ülkeyi Yunanistan benzeri bir senaryoya sürükleyebileceğinden korkuluyordu. O zaman da siyasi istikrar öncelikliydi…

İstikrarı korumak gerekiyordu!

Bugün İtalya’nın ekonomik durumu kötü değil. Nitekim hem ekonomik veriler hem de uluslararası kurumlar bunu dile getiriyor. Örneğin Ekonomist dergisi İtalya’yı ekonomik kalkınma yönünden yılın ülkesi seçti. AB’nin yöneticileri bu gelişmeyi defalarca dile getirdiler. AB’nin öncü ülkeleri arasına girdi. IMF’e göre GSYİH bu yıl yüzde 3,8 oranında büyüme gösteriyor. Ama halen bitmeyen Corona tehdidi, ülkenin önemli bir ayağını bastığı turizm sektörünün hala duraklama döneminde olması ve ekonominin istikrarının sağlanması için mevcut düzenin sürmesi gerekiyordu.

Bu nedenle çok dile getirilse de Mario Draghi’nin Quirinale’ye geçmesine izin verilmedi. Bu süreçte ya partilerin üzerinde anlaştığı uzlaştırmacı bir ismin seçilmesi ya da taşların yerinden oynamaması ve istikrarın bozulmaması için halkı tarafından sevilen, güvenilen ve saygı duyulan Cumhurbaşkanı Mattarella’nın yerinde kalması gerekiyordu.

Mattarella yerine adı sıkça dillendirilen Mario Draghi seçilseydi, parlamento yeni bir hükümet kuramayabilir ve birçok milletvekilinin maaşlarını ve emekli maaşlarını tehlikeye atacak bir genel seçimi tetikleyebilirdi. Yani böyle bir süreç ne ülkenin istikrarı ne de bazı vekiller için istenmeyen bir durumdu.

Parçalı yapı birleşemedi!

Başka bir adayla olamaz mıydı? Olabilirdi. Ama hiçbir parti kendi adayını dayatacak kadar güçlü değil. Parçalı hükümeti derleyip toparlayan ve götüren kişinin de Mario Draghi ve Mattarella uyumlu işbirliği olduğu görüldü…

Aşırı sağ Lig’in lideri Matteo Salvini, Senato başkanı ve Silvio Berlusconi’nin muhafazakar Forza Italia üyesi Elisabetta Casellati’yi önererek, kral yapıcı rolünü oynamaya çalıştı. Ancak en başta merkez sağdaki partilerden yeterli desteği alamadı. Sosyal demokratlara gelince, PD, istedikleri birini seçecek kadar sandalyeleri yoktu. Ama Mattarella’ya oy vererek kilit rol oynadı.

Kaybedenler

Bu seçimin kaybedenleri de oldu. Adaylığını ilk açıklayan isim eski Başbakan Silvio Berlusconi’nin cumhurbaşkanlığına yükselme girişimlerinde başarısız olması, siyaseten zayıflamasının göstergesi olarak görülüyor. Meloni ve Salvini arasında Draghi hükümetinin kurulması sürecinde başlayan ittifak çatlağı bu süreçte daha da görülür hale geldi. Salvini bu süreçten zayıflayarak çıkan isimler arasında yer aldı. Bu arada M5S büyük bölünmeler göstermeye devam etti. Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio Mattarella’nın yerine Draghi’yi görmek isterdi. Ancak eski başbakan ve M5S siyasi lideri Giuseppe Conte, bir diplomat ve gizli servisleri koordine eden bir departmanın mevcut direktörü Elisabetta Belloni’den yana tercihini açıklamıştı.

Mattarella, yeniden seçilmesinin ardından parlamentoya teşekkür etti ve kararlarına saygı duyacağını söyledi. Bu süreçte İtalya’nın iyiliği için çalışmaya devam edeceğini açıkladı. Parlamentodaki genel durum geçme sınavını atlatmış, yıl sonu balosuna gitmiş bir sınıf sevincinde. Partilerin içinde tartışmalar olsa da hepsi huzur ve istikrar dileğinde birleşiyor….

Bundan sonrası!

Mattarella ve Draghi şimdiye kadar  uyumlu ve saygılı bir birliktelik sergilediler. İkisi de hem AB hem de NATO yanlısı olarak biliniyor. Bu uyuma çok partili hükümeti yönetme gücündeki Draghi’nin uluslararası gücünü eklersek “İtalya kazandı” diyebiliriz. “Zaten böyleydi, değişen ne?” diye sorabilirsiniz. Cumhurbaşkanlığı süresinin bitmesi nedeniyle yapılan seçimler sonucunda Mattarella’nın sevilen, saygı duyulan ve güvenilen kimliği, Quirinale’nin önemi bir kez daha öne çıktı. Ser-Mar liderliği eşitlendi ve güçlendi… Mattarella’yı destekleyen Mario Draggi liderliğindeki hükümet de güçlendi. İtalya’nın bu dönemde en çok ihtiyaç duyduğu şey, üçlü uyum. Yani istikrar… Partiler içinde çatlaklara rağmen ülke genelinde bu görüntü kurulmuş görünüyor. Draghi, ekonomik ve finansal bilgi birikimini uygulamaya devam edecek.  Mattarella da bilgi birikimini, deneyimini, siyasi sermayesini ve ağırlığını bu süreçte kullanacak.

Ve Cumhurbaşkanı Mattarella bugün, “Benim için beklenmedik yeni bir sorumluluk çağrısı” sözleriyle yeminini ederek görevine başladı. Ve herkese İtalya’ya birlik içinde bir şeyler yapma çağrısında bulundu. Parlamento duygularını hiç kesilmeyen alkışlarla gösterdi. Ayakta, hiç kesilmeyen güçlü alkışlar Ser-Mar rahatlama, sevinç ve huzur rüzgarlarını daha da güçlü estirmeye başlamıştı…

error: Content is protected !!